99
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak gelen bir hadiste o şöyle buyurmuştur: «Hüküm verdiğiniz zaman adaletli olun! öldürdüğünüz zaman güzel bir şekilde öldürün!. Şüphesiz ki Allah -Azze ve Celle- ihsan sahibidir. İhsanı sever.» [Sahih bir hadistir. Tabarânî «El-Mu'cemü'l Evsat» isimli kitabında rivayet etmiştir]
Şeddâd bin Evs'den gelen başka bir hadiste rivayet edildiğine göre: Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Allah -Azze ve Celle- Muhsin'dir. ihsanı sever...» [Sahih bir hadistir «el-Câmiü's-Sahîh»]
Rabbimiz -Azze ve Celle- zatında, sıfatlarında ve fiillerinde kemale ermiş olandır; (En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin.) [A'râf Suresi: 180] O'ndan daha güzel ve daha mükemmeli yoktur!
Rabbimiz -Azze ve Celle- O: (O ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı.) [Secde Suresi: 7]
İhsan; O'nun sabit, değişmeyen bir özelliğidir. Bu nedenle hiçbir varlık göz açıp kapayıncaya kadar dahi O'nun ihsanından mahrum kalmaz. İhsanı ve lütfuyla O, salih ve fasık, Mümin ve kâfir, bütün mahlukata bol bol vermiştir. Kulların ayakta kalmaları ve varlıklarının devam etmesi ancak O'nunla, keremiyle ve lütfuyla olur.
Allah -Azze ve Celle-'nin kula olan ihsanı, onu yoktan var etmekle tecelli eder: (İnsan (henüz) anılır bir şey değilken (yaratılmamışken) üzerinden uzunca bir zaman geçti.) [İnsan Suresi: 1] (İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı.) [Secde Suresi: 7]
Sonra da onu en güzel şekilde yarattı: (Sonra size şekil verip de şekillerinizi güzel kıldı.) [Gâfir/Mümin Suresi: 64] Sonra da ona hakkı batıldan ayırt edecek akıl vermiştir: (Ona iki yolu (doğru ve yanlışı) göstermedik mi?) [Beled Suresi: 10]
Sonra da göklerde, yerde ve bunların arasında ne varsa hepsini onun hizmetine vermiştir: (Göklerde, yerde ne varsa hepsini Allah’ın sizin hizmetinize verdiğini ve açıkça yahut gizlice üzerinizdeki nimetlerini tamamladığını görmediniz mi?) [Lokmân Suresi: 20]
İnsana sayılamayacak ve hesaplanamayacak kadar nimetler ihsan etmiştir: (Allah'ın nimetini saymaya kalksanız, onları sayamazsınız. Şüphesiz insan pek zalim ve nankördür.) [İbrahim Suresi: 34]
Kula yapılan en büyük ihsan, bu dine girmesi için muvaffak kılınması, gönlünün İslam'a açılması ve ölüme kadar hak üzerinde sebat etmesidir. (Şüphesiz Allah, takvalı ve ihsan sahibi olanlarla beraberdir.) [Nahl Suresi: 128]
Diğer en büyük ihsan ise veli kullarını güzel ve güvenli bir hayata muvaffak kılmasıdır: {Erkek veya kadın, Mümin olarak kim salih amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Elbette mükâfatlarını, yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.} [Nahl Suresi: 97]
Veli kullarının sıkıntılarını gidermesi ise; Onları sıkıntı ve üzüntülerden kurtarmakla olur. Allah -Subhânehû ve Teâlâ- Yûsuf -aleyhisselam-'dan anlatarak şöyle buyurmuştur: (Şüphesiz Rabbim, dilediği şeyde nice incelikler sergileyendir.) [Yûsuf Suresi: 100]
O zaman veli kullarına olan ihsanının kemali ahirette tecelli edecektir. O da, onlara en yüksek ihsanda bulunulması ve bir de ziyadesi vardır. Allah -Azze ve Celle- şöyle buyurmuştur: (Güzel iş yapanlara (karşılık olarak) daha güzeli ve bir de ziyadesi vardır) [Yûnus Suresi: 26]
Onlar için daha güzeli cennettir.
Ziyadesi ise, Yüceler yücesi olan Rablerinin yüzüne bakmaktır. Ondan daha iyi, daha güzel, daha eksiksiz ve de daha yüksek olan ihsan yoktur!
Allah -Tebâreke ve Teâlâ- onlara erken verilen ve ertelenen iki sevabı şu sözünde toplamıştır: (Allah da onlara dünya nimetini ve (daha da önemlisi,) ahiret sevabının güzelini verdi. Allah, ihsanda bulunanları sever.) [Âl-i İmrân Suresi: 148]
Rabbimiz -Azze ve Celle-'nin ihsanı çok büyüktür. Bütün yaratılanlar için hayırlar barındıran dininin hükümlerini en güzel şekilde yapmış ve onu iyi sonuçlar ve büyük hedefler içeren bir din kılmıştır. (Kesin olarak inanan bir toplum için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha güzeldir?) [Mâide Suresi: 50]
1) Allah -Subhânehû ve Teâlâ- 'ya ibadette ihsan (en güzel şekilde yapmak):
Meşhur Cibril hadisinde olduğu gibi bu, dinin en yüksek ve en yüce makamıdır. Hadiste ihsan şöyle açıklanmıştır: «İhsan, Allah’ı görüyormuşçasına O’na ibadet etmendir. Her ne kadar sen O’nu göremesen de O seni görmektedir.» [Buhârî ve Müslim rivayet etmiştir].
2) Allah -Subhânehû ve Teâlâ- 'nın kullarına ihsan:
Bu da onlara her türlü iyiliği ulaştırarak ve onların zarar görmelerini engelleyerek olur. Allah -Tebâreke ve Teâlâ- şöyle buyurmuştur: (Şüphesiz Allah, iyilik yapanların mükâfatını elbette zayi etmez.) [Tevbe Suresi: 120]
Rabbimiz -Subhânehû ve Teâlâ - isimlerini sever ve kullarının O'nun isimlerinin manalarına göre kendisine yaklaşmalarını sever. O merhametlidir ve merhametlileri sever. Cömerttir, cömert olanları sever. İhsan sahibidir, ihsanda bulunanları sever. Allah -Subhânehû ve Teâlâ- şöyle buyurmuştur: (Şüphesiz Allah ihsan edenleri sever.) [Bakara Suresi: 195]
Allah -Azze ve Celle- 'nin şu sözüne göre İhsan edilmeye en layık olan kimseler anne ve babadır. (Biz, insana anne babasına ihsanda bulunmayı (iyi davranmayı) emrettik.) [Ahkaf Suresi: 15] Allah -Subhânehû ve Teâlâ- şöyle buyurmuştur: (Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap.) [Kasas Suresi: 77]
Ey Arş'ın ilahı! Yalvararak sana şikâyette bulunuyorum...
Rabbim! Beni işitmen için zor durumda sana dua ediyorum...
İlahım! Bu umudu yerine getir ve bizim için ol...
Raûf olan, merhametli, duamıza icabet eden...
Ey ihsan eden! Sen daima ihsan edensin...
Ey her şeyi kuşatan! Senin affın her şeyi kuşatır...
Allahım! Kötü amellerimizden sana sığınırız...
Çünkü senin bağışlaman konusunda bir özlemimiz vardır...
Bize yardım et! Bize yardım et ve o zorluğu kaldır...
Başa gelen ve hedefi vuran o sıkıntıyı gider ve kaldır...
Cömertçe lütfunla ver ki, sen bunun ehlisin...
Ey duaya çağıranların en hayırlısı! Bağışla ve mağfiret et...
Allah'ım! Bizi iyilik edenlerden eyle ve bize ihsanda bulun. Bizim, anne babamızın ve bütün Müslümanların dualarını kabul eyle.