Applicable Translations English پښتو فارسی Français Indonesia Русский 中文 عربي

96

Es-Seyyid (Efendi, sahip, faziletli, kerim olan) Allah -Celle Celâluhû-

«Sünen-i Ebî Dâvud»'da Abdullah b. Eş-Şıhhîr -radıyallahu anh-'tan rivayet edilen bir hadiste o şöyle demiştir: Âmiroğulları'ndan bir heyetle Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına gittim. Dedik ki: Sen bizim seyyidimizsin/efendimizsin, o da şöyle buyurdu: «Es-Seyyid Allah -Tebâreke ve Teâlâ-'dır.»

Biz şöyle dedik: Erdemce en hayırlımız, boyca en uzunumuzdur, O da şöyle buyurdu: «Bu sözünüzü söyleyiniz -yahut da- (bu) sözünüzün bazısını (söyleyiniz; fakat bir kısmını bırakınız. Ta ki Şeytan sizi (bazı sözlerinizle kendi yoluna) sürüklemesin.» [Sahih Hadis].

«Sürüklemesin» Şeytan size galip gelmesin.

Lügatta: Es-Seyyid/efendi: Sabır ve anlayış, mal, yükseklik ve fayda verme bakımından diğerlerini geçip geride bırakan ve malını hakkıyla veren anlamına gelir.

Seyyid/efendi: Öfkesine yenik düşmeyen kimseler için geçerlidir. Şu kimseler için de geçerlidir: Cömert, kral ve lider kimseler için.

Kölenin Seyyidi/efendisi: Onun sahibidir. Kadının efendisi, kocasıdır. Allah -Subhânehû ve Teâlâ-, şöyle buyurmuştur: (Kapının yanında hanımın efendisine rastladılar.) [Yûsuf Suresi: 25]

Su'dud: Şeref ve üstünlük demektir, her şeyin efendisi: En şerefli ve en yüce olanıdır.

Allah -Azze ve Celle-'den başka kim üstün olma bakımından daha kâmildir?

Seyyid isminin gölgesinde:

Rabbimiz -Subhânehû ve Teâlâ- yüceliğinde kemale ermiş ve yüksek olmada kemale ulaşmış seyyid/üstün olandır. Azameti kemale ermiş en azametli, Halim olarak kemale ermiş şefkatli, zenginlik konusunda zenginliği kemale ermiş ve kudretinde kemale ermiş kudretli, ilminde kemale ermiş âlim ve hikmetinde kemale ermiş hikmet sahibi olandır.

Allah -Tebâreke ve Teâlâ- Es-Seyyid olup şeref ve üstünlük çeşitleri bakımından kemale ermiş olandır.

Bunlar Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'nın kendisine hiç bir varlığın ortak olamayacağı ve hiçbir canlının O'nunla rekabet edemeyeceği sıfatlarıdır.

O İlah Es-Seyyid Es-Samed'dir ki

Bütün mahlukat itaat ederek kendisine yönelmiştir

Her bakımdan sıfatlarıyla tamdır

Kemalinde bir eksiklik yoktur

Bütün mahlukat O'nun -Tebâreke ve Teâlâ-'nın kullarıdır. Ve hepsi O'na muhtaçtır. Melekler, insanlar ve cinler O'ndan müstağni değildirler. Kullar O'nun cömertliğine, lütfuna ve himayesine muhtaçtırlar. Bu yüzden Allah -Celle Celâluhu-'nun Seyyid olması bir hakikatti. Doğru olan bu isimle kulların O'na dua etmeleriydi.

Rabbimiz -Subhânehû ve Teâlâ- kâinatı idare eden Seyyid'dir, Mâlik'tir. Onun hiçbir dengi yoktur.

Ve O Allah -Tebârake ve Teâlâ-, itaatın, tevazunun ve teslimiyetin tek başına ve hiçbir ortağı olmayacak bir şekilde kendisine sarf edilmesi gereken Seyyid'dir/Mâlik'tir.

O yaratılmışların efendisidir. O'nun ortağı yoktur: (De ki: “Her şeyin Rabbi O iken ben başka bir Rab mı arayayım?) [En'am Suresi: 164]

İbn Abbâs -radıyallahu anhuma- şöyle demiştir ''seyyit olan ilah'':

Hatalı Bir Düşünce!

Bir insana mal verilebilir, ona rızık olarak çocuklar verilebilir, kendisine saygınlık bahşedilebilir, bir mevki ve değerli bir makam elde edebilir. Ya da kapsamlı bir başkanlık, yetkilendirilmiş bir liderlik elde edebilir. Etrafı hizmetkârlarla kuşatılmış olabilir, askerler onu çevreleyebilir, ordular onu koruyabilir, insanlar ona boyun eğebilir, başlar önünde eğilebilir ve halklar ona boyun eğebilir. Böylece bu dünyadaki şeref ve saygınlıkta büyük bir yere ulaşmış olur. Ancak bu eksik olan ve yok olacak bir şeref ve saygınlıktır.

Rüyalar uyuklama halinde onu kandırdı

Rüyalar ve yorumları ne kadar da yalandır!

Ve kim Allah'ın gerçek üstün olduğuna iman ederse; kalbi yalnız O'na -Tebâreke ve Teâlâ-'ya bağlanır. Korku, ümit, yardım ve tevekkül bağlılığıdır. Çünkü O, kulların işlerinde tasarruf sahibidir. Ve hiçbir hayvan yoktur ki, O onun perçemini tutmamış olmasın, bütün kulları ona muhtaçtırlar. (Ey insanlar! Allah'a muhtaç olan sizsiniz. Zengin ve övülmeye lâyık olan ancak O'dur.) [Fâtır Suresi:15] Bir olan, her şeye gücü yeten, Mâlik ve ebedi olan Allah'tan başkasının karşısında mütevazi olmaz ve boyun eğmez.

Beyler!

Yaratılıştaki üstünlüğün temelleri: İzzet, şeref, yücelik ve itibar büyüklüğüdür. Bunlar ancak Allah -Azze ve Celle-'ye itaat ile olur. Bu nedenle peygamberler ve evliyalar üstün olmuşlardır ve insanlar arasında belirgin bir üstünlüğe sahip olmuşlardır.

Allah'tan yüz çeviren ve O'nu inkâr edenlere gelince; onların ne izzeti, ne de üstünlüğü vardır. Onlar için dünya üstünlüğü hasıl olsa bile, bu üstünlük sahte ve geçicidir.

Bunun için münafığa seyyid/efendi demek hakkında yasaklama gelmiştir. Ebû Dâvud'un Peygamber -aleyhissalâtü vesselâm-'dan rivayet ettiğine göre; o şöyle buyurmuştur: «Münafığa "efendi" demeyiniz. Eğer onu efendi sayacak olursanız, Rabbiniz -Azze ve Celle-'yi gazaplandırmış olursunuz.» [Sahih Hadis].

Efendinin Koruluğu:

(Es-Seyyid/efendi) ibaresinin insanlar için söylenmesi caizdir. Allah -Azze ve Celle-'nin Yahya -aleyhisselâm- hakkında [Âli İmrân Suresi:39.] ayette (Seyyid) olarak bahsetmesi, şefaat hadisinde geldiğine göre: «Kıyamet günü âdemoğullarının efendisi benim, fakat bununla övünmüyorum» [Müslim rivayet etmiştir] Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Sa'd bin Muâz -radıyallahu anh- hakkında söylediği sözü: «Haydi kalkınız efendinize» [Buhârî rivayet etmiştir]

«Es-Seyyid Allah'tır» rivayetiyle aralarında bir çelişki yoktur [Sahih Hadistir. Ebû Dâvûd rivayet etmiştir]; Çünkü Müminler arasında yaratılanların efendisi ifadesiyle şu kastedilir: Önderlik ve imamet.

Araplar şöyle söylerler: Filanca bizim seyyidimizdir/efendimizdir. Yani; kendisini büyük olarak gördüğümüz reisimizdir.

Allah -Azze ve Celle-'nin es-Seyyid olarak vasıflandırılmasına gelince, şu anlama gelir: O, mahlukatın sahibidir ve bütün mahlukat O'nun kullarıdır.

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- kendisine sen bizim seyyidimizsin denildiği zaman bunu yasaklamış ve şöyle buyurmuştur: «Bu sözünüzü söyleyiniz -yahut da- (bu) sözünüzün bazısını (söyleyiniz; fakat bir kısmını bırakınız. Ta ki Şeytan sizi (bazı sözlerinizle kendi yoluna) sürüklemesin.» [Sahih Hadis. Ebû Dâvûd rivayet etmiştir]، Bunda: Peygamberimiz Mustafa -sallallahu aleyhi ve sellem-'in- tevhidin korunması, cenabını muhafaza etmesi ve şirkin yollarının kapatılması hususunu gözetip himaye etmesine delil vardır.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- onların hakkı söylemelerine rağmen yüz yüze övülmeyi hoş görmemiştir. O şöyle buyurmuştur: «Ben âdemoğlunun efendisiyim» [Müslim rivayet etmiştir]. Kalbin, bir ve tek olan ve her şeye gücü yeten Allah'tan başkasına yapılması caiz olmayan mahlukata bağlanma, onlara boyun eğme ve onlar karşısında eğilip iki büklüm olmalarına yönelmesinden korkarak şöyle dua eder.

Ya Rabbi! Senin isminle senden istiyoruz! İtibarımızı yükseltmeni, yükümüzü hafifletmeni. Sen her şeye kadirsin.