Abdullah Bin Müşebbib Bin Müsfir el-Kahtânî
Bu kitabın her türlü yayın hakkı yazarı için saklıdır
İkinci Baskı
Hicrî 1441 Miladi 2020
Bismillâhirrahmanirrahîm
Babama ve anneme...
Bazı zamanlarda Mevlâmız Allah -Azze ve Celle'den- benim için hayırlar istiyordunuz; sizin bana verdiğiniz şeylerin bolluğunun bir kısmını ve iyiliklerinizin çoğunun karşılığını veremeyeceğim.
Sonra da Rabbini bilen ve O'na yaklaşmaya çalışan her kalbe...
Çabalarımın meyvesini hediye ediyorum. Yüce Allah'tan kabul etmesini diliyorum!
Hamt, önce ve sonra, açıkça ve gizlice Allah'adır. Allah'ın salat ve selamı Peygamberimiz Muhammed'in üzerine olsun... Bunlardan sonra:
Kitabın içeriğini inceledikten, kitabın okuyucusuna uygun, bölümünde yeterli ve amacına uygun olması ümidiyle revize, ekleme ve çıkarma işlemleri yapıldıktan sonra bu, saygıdeğer okuyucunun istifadesine sunduğum ikinci baskıdır. Allah'a hamdolsun ki ilk baskısı kısa sürede iki şekliyle de (6000) nüsha olarak basılıp tükenmiştir.
Sevap kazanmak ümidiyle bilgiyi yaymak adına ben, kitabın basımına aşağıdaki koşullarda izin veriyorum:
Eksiltme ve ekleme yapılmamalı, baskı lüks ve kitabın içeriğine uygun olmalı, yazışmalar 00966564570117 cep telefonuna yahut da [email protected] adresine yapılmalıdır.
Kitap hakkında hiçbir değişikliğin ve ilavenin olmadığı tekit edilmelidir. Şüphesiz tam ve noksansız olmak Allah -Azze ve Celle-'nin kitabı dışında hiç bir kitap için geçerli değildir.
Sonra da İbn el-Cevzî Kitabevi'ne ve Mütenebbî kitapçısına geçmiş çabalarından dolayı Allah'tan onlar için muvaffakiyet, hidayet ve kabul dileyerek teşekkkür ederim.
Alemlerin Rabbi olan Allah'a da hamdolsun!
Müellif
Hamt, Allah’a mahsustur. Salat ve selam Rasûlullah'ın üzerine, ailesine ve tüm ashabına olsun. Bunların ardından:
İmanı artırmanın en büyük kapılarından biri de: Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'yı isimleri, sıfatları ve fiilleriyle tanımaktır. Allah'ın her bir ismi, imanın girilecek kapılarından biridir. (En güzel isimler Allah'ındır, O'na o isimlerle dua edin) [A'raf Suresi: 180]. Öyleyse bu isimlerin hepsini ezberleyenin hali nasıl olur (bir düşün)? Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak gelen bir hadiste o şöyle buyurmuştur: «Yüce Allah'ın yüzden bir eksik, doksan dokuz ismi vardır ki; kim bunları ezberlerse cennete girer.» [Buhârî ve Müslim rivayet etmiştir].
Yüce Allah'tan bana o isimleri sayma şerefini bahşetmesini diliyordum. Bu yüzden Hicri 1430 yılında bu konuda özet dersler vermeye başladım. Böylece dinleyicilerin Allah'ın isimlerini ve sıfatlarını bilme özlemi içinde olduklarını farkettim.
Her bir ismi öğrendiğinde, Yüce Allah'ı daha çok sevidiği ve onunla karşılaşmayı daha çok arzuladığı halde, nasıl olur da bir Mümin, Allah'ın isim ve sıfatlarını öğrenmeye özlem duymasın?
Nasıl olur da bir Mümin, Allah'ın isim ve sıfatlarını öğrenmeye özlem duymasın? Şunu çok iyi biliyor ki; bu isim ve sıfatlar, her sıkıntılı durumda olanın, mazlumun, borçlunun, hastanın, mahkûm veya yolunu kaybetmiş kimsenin can simitidir.
Nasıl olur da bir Mümin, Allah'ın isim ve sıfatlarını öğrenmeye özlem duymasın? Şunu çok iyi biliyor ki; bu isim ve sıfatlar, kurtuluşun, mutluluğun ve hazinelerin anahtarlarıdır. Bilâkis, kim bunları tam manasıyla bilirse, mutluluk onu asla terk etmez.
Böylece; benim için güzel bir eser ve ondan yararlanılan bir kaynak olacak bir kitap yazmaya yüce Allah'tan beni muvaffak kılmasını diledim. Bir kitap yazmaya gücümün yetmediğinin ve sahip olduğum birikimin yeterli olmadığının farkında olduğum için, sadece bilgi toplama ve uygun sözcüklerle ifade etme yöntemini uygulamaya başladım. Ben ne bir akıncıyım, ne de bir yaya asker.
Selef imamlarının Allah'ın isimleri ve sıfatlarına dair itikadını hedefleyerek, toplamayı başardığım bilgilerle iyi bir iş yaptığım umuduyla, ben de gözümün gördüğü her şeyi topladım ve karşılaştığım herşeyi kayda geçirdim.
Sonra bu çalışmayı, eğitimli ve kültürlü insanlardan oluşan bir topluluğu göz önünde bulundurarak, görkemli güzel bir elbise giydirmek suretiyle salt akademik bir çalışma olmaktan uzak bir hâle getirdim.
Hadisleri, sadece sahih ve hasen olan hadisler ile sınırlandırarak, eser ve siyer bölümlerini detaylı bir şekilde incelemedim.
Amacım; kolaylaştırmak, merak uyandırmak, okuyucunun isteklerini en kolay yol ve en kısa sürede ulaştırmak oldu.
Beklentim ise; bu çalışmanın mutluluk getirmesi, kaygıyı gidermesi, kalbe ferahlık vermesi, imanı güçlendirmesi, ilmi artırması, gönlü huzurla doldurması, kalbi ve zihni beslemesidir.
Bu eserdeki bütün fazilet yalnız Allah -Azze ve Celle-'ye aittir. Sonra da kendilerinden en güzel ilmî semereleri/neticeleri topladığım ilim ve liyâkat ehline aittir. Eğer doğru bir şey yaptıysam, bu, Allah -Azze ve Celle'dendir ve ona şükürler olsun. Eğer hata ettiysem, bu kendimden ve şeytandandır. Ben sadece hayırlı bir iş yapmak istedim. Allah'tan bağışlanma diler ve ona tövbe ederim!
Son olarak diyorum ki; bu, fakir ve iflas etmiş bir kimsenin gayreti ve çalışmasıdır. Bu çalışmanın tamamlamasını nasip eden Allah'a hamdolsun. Yüce Allah'tan bunu kabul etmesini umarım. Reddederek geri çevirmesinden korkarım. Allah Teâlâ'ya olan sevgime yine Yüce Allah'ı şahit tutarım. (Bu çalışmayı kabulü hakkında) Allah'a güzel zanda bulunurum.
Allah'tan, benim, kendilerinden ilmi faideler topladığım kimselerin, kitabın gözden geçirilmesine, düzenlenmesine, dizgisine, çoğaltılmasına ve basılmasına iştirak edenlerin veya tavsiye ya da fikir vererek katkıda bulunan herkesin mükâfatını bol bol vermesini niyaz ederim.
Aynı şekilde -Aziz ve Celil olan- Allah'tan bu çalışmayı; doğru, onun kerim yüzü için samimi, onun sevgisine yönlendiren, onun rızasına yaklaştıran bir çalışma kılmasını, beni, ana-babamı, hocalarımı, ailemi ve bütün Müslümanları bağışlamasını niyaz ederim. O duaları işiten ve icabet edendir!
Kardeşiniz:
Abdullah İbn Müşebbib el-Kahtânî
Cep Telefonu (Watsapp yazışmaları için)
00966564570117
Vaziyet ne kadar büyük, görev ne kadar yüce ve bu iş ne kadar da zor!
Kelimeler yetersiz kalıyor, kalp korkuyla titriyor, dil sürçüyor, sözler eksik kalıyor, zihin karışıyor ve bu zayıf kulun senin huzurunda duruyor; seni övmek ve sen ona aşina olduğun halde kendi içinde olanı sana açıktan söylemek istiyor.
Sana övgüde bulunanlar seni hakkıyla övmeye erişemediler...Şayet seni övmede aşırıya gitseler dahi, şüphesiz sende olan daha büyüktür...
Ey Rabbim!
Biliyoruz ki, seni övmemiz, seni tesbih etmemiz, senin büyüklüğüne saygı duymamız ve seni çokça zikretmeye düşkün olmamız, senden hepimize bir nimet ve bir lütuftur. Bize bunları gösteren ve bunları yapmaya irşat eden sensin.
Ey Rabbimiz! Şunu çok iyi biliyoruz ki; sen, seni övenlerin övgülerinden de, sana hamt edenlerin hamtlerinden de çok daha üstünsün.
Ey Allah'ım! Bana ve bu harfleri okuyana bir nimet olarak bahşettiğin bu amelimizi bizden kabul et ve kusurlarımızı bağışla.
Övgümü ve methiyemi yalnız Allah'a adarım... ve asırlara yenilmeyen kalıcı razı olunmuş bir söz söylerim...