Applicable Translations Español فارسی Français Indonesia پښتو Русский 中文 English عربي

Allah'ın Güzel İsimlerine Karşı Tutum Ve Tavırlar

Allah Teâlâ'yı tanımak, kitap ve sünnetten alınan, sahabeden ve iyilikle onlara uyan tabiinden gelen doğru ve kanıtlanmış bilgilerle olur.

1- Mümin, Allah -Tebâreke ve Teâlâ-'yı isim, sıfat ve fiilleriyle tanımak için, bütün gücünü sarf eder ve elinden geleni yapar. Bunu yaparken onların manalarını boşa çıkarmaz, mahlukatın isim, sıfat ve fiillerine benzetmez, anlamlarını bozmaz ve niteliklerini belirtmez.

2- Yüce Allah'ın isimleri olduğu gibi kabul edilir ve onlarda akla yer yoktur. Buna göre; kitap ve sünnetin getirdiği bilgiyle yetinmek gerekir. Bunlar artırılamaz veya azaltılamaz.

3- Allah'ın en güzel isimleri bir had veya bir sayı ile sınırlı değildir. Hadiste belirtildiği gibi, Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'nın gayb ilminde kendine has kıldığı isim ve sıfatları vardır. Onları, ne yakın bir melek, ne de gönderilmiş bir peygamber bilir. «Kendini isimlendirdiğin, kitabında indirdiğin, kullarından birisine öğrettiğin veya katındaki gayb ilminde kendine has kıldığın sana ait her isimle senden istiyorum...» [Sahih bir hadistir. Tabarânî «El-Mu'cemü'l Evsat isimli kitabında» rivayet etmiştir]

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şu sözüne gelirsek: «Şüphesiz Allah'ın yüzden bir eksik, (yani) doksan dokuz ismi vardır ki kim bu isimleri sayarsa cennete girer.» [Buhârî ve Müslim rivayet etmiştir]; Bu söz tek bir cümledir.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şu sözü «Kim bu isimleri sayarsa cennete girer.» bir sıfattır. Gelecekten bir haber değildir. Manası; O'nun çok isimleri vardır. Bunların önemi şudur ki; onları hakkıyla sayan cennete girer.

Bu, O'nun bunlardan başka isimleri olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bu, senin şöyle söylemen gibidir: "Filan kişinin cihat için hazırladığı yüz kölesi vardır." Bu, onun cihattan başka işler için bulunan başka kölelerinin olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bu konuda, âlimler arasında ihtilaf yoktur.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in: «O, isimleri sayan cennete girer.» sözü ise; yani ezberleyen, onları anlayan ve o isimlerle Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'yı öven anlamındadır. Bu, üç mertebedir. Bir kimse doğru niyet ile bu isimlerin gerektirdiği şekilde amel ederek, bu mertebelerden birine dahi ulaşırsa; o kimse bu isimleri saymış demektir. Kurtubî, Hattâbî ve İbnü'l-Kayyim -Allah onlara rahmet etsin- bunun böyle olduğunu söylemiştir.

4- Allah'ın bütün isimleri en güzel isimlerdir ve bunlar dört kısma ayrılırlar:

Birinci Bölüm: Cemâl/Güzellik İle İlgili İsimler:

Bu isimler kulun nefsinde Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'nın sevgisini, O'na yakın olma, O'na kavuşma, O'nu arzulama duygusunu uyandırır. Rahatlık ve güven hissettirir. Yaratılan için umut kapısını açar. Allah -Tebâreke ve Teâlâ-'nın rahmetinden ümidini kesmez. Bu isimlere örnek olarak (Er-Rahmân, Er-Rahîm, El-Kerîm, El-Afuv, El-Halîm, El-Gafûr, Et-Tevvâb) isimleri sayılabilir.

İkinci Bölüm: Celâl/Yücelik ile İlgili İsimler:

Bu isimler, Allah -Azze ve Celle-'ye hayran olmaya, O'ndan korkmaya, ürkmeye, haşyete, O'nu büyük görme ve yüceltmeye sebep olur.

Boyun eğdirme, güç, mutlak kudret ve büyüklük anlamlarına sahip isimlerdir. bu isimlere örnek olarak (El-Azîz, El-Cebbâr, El-Kahhâr, El-Kaviyy, El-Kebîr ve El-Mütekebbir) isimleri sayılabilir.

Üçüncü Bölüm: Rabliği ile İlgili İsimler:

Bunlar, Mümin kimsenin karşılarında acizlik ve Allah'ın idaresindeki bir kul olduğunu hissettiren isimlerdir.

Aynı zamanda bunlar, Allah -Azze ve Celle-'nin Rabliğine delalet eden isimlerdir. Bunlara örnek olarak: (Er-Rabb, Es-Seyyid, El-Melik, El-Mâlik, El-Hâlik, El-Bârî ve Er-Râzik) gibi isimler sayılabilir.

Dördüncü Bölüm: İlahlığı ile ilgili isimleri:

Bunlar, Mümine, Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'nın bir kulu olduğunu ve Allah'ın tek başına ibadete layık olduğunu hissettiren isimlerdir.

Aynı zamanada bunlar ilahlık anlamı içeren isimlerdir. Bunlara örnek olarak: (İlâh ve Es-Samed) isimleri sayılabilir.

Bu, manaya dayalı olarak kısımlara ayırmadır. Yoksa Allah -Azze ve Celle-'nin isimlerinin hepsi güzellik, büyüklük, kemal ve azamet manalarını toplamıştır. Bu isimler, kendisi ile isimlendirilen en güzel ve vasıflanan en yüce varlığa işaret eder.

5- Bu isimlerin her biri, Allah -Teâlâ-'nın kemal sıfatının kesinliğine delâlet eder. Bundan dolayı en güzel isimlerdir. Allah -Tebâreke ve Teâlâ-'nın sıfatlarının hepsi kemal sıfatları, bütün özellikleri büyüklük özellikleridir. Fiillerinin hepsi hikmet, rahmet, fayda ve adalettir.

6- Allah -Azze ve Celle-'nin isimlerinden hiç biri, kötülük barındırmaz ve de bir noksanlık ifade etmez.

Kötülük O'na nispet edilemez. Şer, O'nun sıfatlarına dahil değildir. Zatına bağlı değildir ve fiillerinde de yoktur. Ne fiil olarak, ne de sıfat olarak O'na izafe edilemez.

7- Allah Teâlâ kullarına bu isimler ile kendisine dua etmelerini emretmiştir: (En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin.) [A'raf Suresi: 180]. Bu emir, İbadet duasını ve istek duasını kapsar.

Bu en değerli itaatlerden ve en büyük ibadetlerdendir.

8- Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'den Esmaü'l Hüsna'nın sırasıyla sayıldığı sahih bir hadis sabit değildir.

Kural şudur: "Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'nın isimleri kitap ve sünnetten alınmıştır."

9 - İkinci baskıyı, Allah'ın en güzel isimlerinden, doksan dokuz isminin açıklamasını, Şeyh Muhammed b. Salih b. Useymîn, Dr. Ömer Süleyman El-Eşkar ve Şeyh Abdulaziz b. Abdullah b. Bâz'ın, -Allah hepsine rahmet eylesin- üzerinde ittifak ettikleri haliyle ya da üçünden ikisinin ittifak ettiği haliyle sona erdirdim.

Sonuç olarak...

Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'ya hamdolsun ki bu kitapta toplamam mümkün olan her şey bitti. Allah -Azze ve Celle-'den bunu benden kabul etmesini ve diğer kullarını da faydalandırmasını dilerim.

Allah'ın salâtı, selamı ve bereketi Peygamberimiz Muhammed'in, ailesinin ve bütün ashabının üzerine olsun.

Âlemlerin Rabbi olan Allah'a da hamt olsun!

* Redaksiyonu ve tashihi Profesör / Muhammed El-Abdül-Azîm ve Profesör / Muhammed Abdüllatîf tarafından yapılmıştır. Transkripsiyonu da Profesör / Muavvad Rızk tarafından yapılmıştır. Düzenlemesi ise Profesör Ahmed Kâşûkah'a aittir. Allah hepsini muvaffak kılsın.

* Yazar hakkında:

Abdullah Bin Müşebbib bin Müsfir El-Kahtânî, Hicri 1378'de (Miladi 1967'ye karşılık gelen) yılda doğmuştur. İslam hukuku alanında doktora derecesine sahiptir. Suudi Arabistan Krallığı Demmâm şehrinde ikamet eden emekli eğitim müfettişi, (Ebu Bekir Es-Sıddîk), -radıyallahu anhu- Camii imam ve hatibidir.