Applicable Translations English پښتو فارسی Français Indonesia Русский 中文 عربي

1 - 2

Allah ve el-İlâh -Celle Celâluhû-

İnsanoğlunun bildiği en yüce ve en hoş isim olan, isimlerin en güzeli ve en güzel harflerle olan isimle başlıyoruz. Diller onunla güzel şeyler söyler... Ruhlar onda huzur bulur... Cana yakın... Kalbe sevimli gelir...

O: (-Aziz ve Celil olan- Allah) ismidir. (Onun adını almaya layık başka birini biliyor musun?) [Meryem Suresi: 65].

Allah adı, bütün alemlerde sadece kendisine has -Subhânehû ve Teâlâ- bir isimdir. Bu isim bir tek ona aittir. Kendisinden başka hiçbir varlığa ait değildir. Bu isim, onun dışında bir başkası için kullanılmaz. Yarattıklarından da hiç kimse bu ismi almayı talep etmez. Allah -Subhânehû ve Teâlâ- cahillerin kalplerini ve dillerini onun adıyla başkalarını isimlendirmekten alıkoymuştur.

O, -Tebâreke ve Teâlâ- azameti, güzelliği, büyüklüğü, itibarı ve gücü olan Allah'tır.

Senin ihtişamını anlatmak için ne kadar harf yazsak da... Sen bütün anlamlardan daha yücesin...

Öyle bir saygınlık ki ruhlar terennüm ederek söylerler... Ey Rabbim! Senin yüceliğin karşısında büyüttükçe büyütürler...

Allah ismi -Tebâreke ve Teâlâ- az bir şeyin yanında söylense, muhakkak onu çoğaltır. Korku anında söylense, o korkuyu yok eder. Üzüntü anında söylense, o üzüntüyü giderir. Sıkıntı ve keder anında söylense, ona bir çıkış yolu açar. Bir darlık anında söylense, onu genişletir. Zayıf biri ona bağlansa, onu kuvvetlendirir. Zillette olan biri zikretse, onu izzetli kılar. Fakir bir kimse onu zikretse, Allah o kimseyi zengin eder. Mağlub biri zikretse, Allah o kimseye galibiyet bahşeder.

Bu isim, vesilesiyle sıkıntıların ortadan kalktığı, bereketlerin indiği, duaların kabul edildiği, iyiliklerin celp edildiği, kötülüklerin defedildiği, zorlukların azaldığı isimdir. Allah'ın azametinden daha büyük bir şey yoktur!

Allah -Tebâreke ve Teâlâ- lafzının aslı: İlâh kelimesi olup, mabut (ibadet edilen) anlamına gelmektedir. Allah -Subhânehû ve Teâlâ- şöyle buyurmuştur: (Ey kitap ehli! Dininizde taşkınlık etmeyin. Allah hakkında doğru olandan başka bir şey söylemeyin. Meryem oğlu Îsâ Mesih sadece Allah’ın Rasûlü, Meryem'e ulaştırdığı bir kelimesi ve O'ndan (gelen) bir ruhtur. Allah’a ve peygamberlerine iman edin. “O, üçtür” demeyin. Kendi iyiliğiniz için bundan vazgeçin. Sadece Allah tek (Hak) ilahtır. Bir çocuk sahibi olmaktan uzaktır. Göklerde ve yeryüzünde bulunan herşey O'nundur. Vekil olarak Allah yeter.) [Nisa Suresi: 171].

İbn Abbâs -radıyallahu anhuma-'dan rivayet edildiğine göre: ''Allah, bütün yaratılmışlar üzerinde ilahlık ve kendisine kulluk yapılma hakkına sahiptir.''

Allah Teâlâ, nefislerin özlediği, O'nun zikri ve yakınlığı ile huzura erdiği ve O'na özlem duyduğu en yüce sevgilidir. (İnsanlar arasında Allah’ı bırakıp da O’nun dışında ortaklar edinenler vardır. Onları, Allah’ı severcesine severler. Oysa Müminlerin Allah’a olan sevgisi daha güçlüdür.) [Bakara Suresi: 165].

O -Subhânehû ve Teâlâ- her âfet ve felakette kendisinden yardım istenilendir. (Nimet olarak size ulaşan ne varsa, Allah'tandır. Sonra size bir zarar dokunduğu zaman da yalnız O’na yalvarırsınız.) [Nahl Suresi: 53].

O -Subhânehû ve Teâlâ- akılların kendisinde şaşırıp hayran kaldığı varlıktır. Akıllar onu kuşatamaz/ihâta edemez. Zihinler O'nu hakkıyla idrak edemez. Varsayımlar O'nun yüceliğine ulaşamaz. Yaratılmışlar, O'nu ilimleriyle kuşatamazlar. (Onların bilgisi ise O'nu kuşatamaz.) [Tâhâ Suresi: 110].

Allah -Tebâreke ve Teâlâ-; kalplerin kendisini sevgiyle, boyun eğerek, korkuyla, isteyerek, arzulayarak, yücelterek ve itaat ederek ilah edindiği varlıktır.

O, hak ilahtır. O'nun dışında kendisine ibadet edilen her varlık, Yüce Allah'ın arşından, sahip olduğu yeryüzünün zeminine kadar var olanların hepsi batıl ilahlardır.

Allah -Azze ve Celle-; ilahlığın bütün özelliklerini kendisinde toplamıştır. Bu özellikler, bütün zıt olan sıfatların O'ndan reddedilmesiyle beraber, mükemmellik, yücelik, güzellik ve azamet sıfatlarıdır.

Kalpler O'nu ilah edinir ve gönüller O'nun özlemini çeker.

Bunun içindir ki; kul (Allah) isminin manasını bilirse, kalbi Rabbine bağlanır. Sevgi, özlem ve zevk alarak O'nunla meşgul olur. O'ndan daha güzel ve daha iyi bir şey yoktur. Bu, ibadet edenlerin O'na yaptıkları en büyük ibadeti ve O'na yakınlaşmaya çalışanların en büyük yakınlığıdır. (Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler.) [Maide Sûresi: 54], Durumun berraklığı, Allah'ın isim ve sıfatları bilgisinin berraklığına göredir.

Şeyhülislam İbni Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir: "Bu dünyada bir cennet vardır ki, ona girmeyen ahiret cennetine giremez."

Bazı arifler de şöyle demişlerdir: Kalbe uğrayan bazı anlarda şöyle derim: Şayet cennet ehli böyle bir vaziyette iseler, şüphesiz çok güzel bir hayat içindeler!

İbni Uyeyne şöyle demiştir: "Yüce Allah, kullarına Allah'tan başka hak ilah olmadığını bilmekten daha hayırlı bir nimet vermemiştir. Allah'tan başka hak ilah yoktur sözü onlar için ahirette, bu dünyadaki su gibidir."

Mümin bilir ki; bu durum kendi gücünden veya kudretinden değil, kulunu seven ve kalbine sevgi koyan Allah'tandır. Sonra kul Allah'ı O'nun tevfikiyle sevdiğinde, Yüce Allah o kulunu başka bir sevgiyle daha mükâfatlandırır. İşte bu katışıksız bir ihsandır. Çünkü sebep de O'ndandır, sebep olunan da O'ndandır.

En Büyük İsim:

Kurtubî, bazı âlimlerin şöyle dediğini zikretmiştir: (Allah) ismi, kendisiyle dua edildiğinde duanın kabul ettiği ve kendisinden istendiğinde verdiği en büyük isimdir.

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bir adamı şöyle derken işitti: Allah’ım! Senin, kendisinden başka hak ilah olmayan Allah olduğuna şahitlik ederek senden isterim. Bir olan ve Samet olan (Allah). Öyle ki; doğmamış ve doğurmamıştır. O'nun hiçbir dengi yoktur. Sonra Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Nefsim elinde olana yemin olsun ki! Allah’tan, kendisi ile dua edildiğinde icabet ettiği, kendisi ile istenildiğinde (istenileni) verdiği en yüce ismiyle istedi.» [Sahih bir hadistir. Sünen sahipleri ve Ahmed Müsned'inde rivayet etmişlerdir].

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in içinde Allah'ın en büyük isminin geçtiğinin haber verdiği bütün hadislerin hepsinde bulunan tek isimdir.

Nakledilen zikirlerin geneli bu isim ile birlikte nakledilmiştir. (Lâ ilahe illallah) sözü, (Allahu Ekber) sözü, (Elhamdülillâh) sözü, (Subhânallah) sözü, (Lâ havle velâ kuvvete illâ billah) sözü, (Hasbiyallah) sözü, (İnnâ Lillâhi ve İnnâ İleyhi Râciûn) sözü, besmele ve diğer zikirler bu isimle birliktedirler ve ondan ayrılmazlar.

Allah'ın en güzel isimlerinin temelidir. bu isim, hiçbirine atfedilmez ama diğer tüm en güzel isimler bu büyük isme izafe edilir. Allah, er-Rahman'ın isimlerindendir veya er-Rahîm'in isimlerindendir denilmez. Bilâkis şöyle denilir: Er-Rahman ve er-Rahîm, Allah'ın isimlerindendir. (En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin.) [A'raf Suresi: 180].

Allah Teâlâ'ya en çok (Allahumme/Ey Allah'ım) lafız ile dua edilir. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve selllem- sık sık Rabbine «Allahumme/Ey Allah'ım» diyerek dua ederdi.

Hasan el-Basrî -rahimehullah- şöyle demiştir: "Ey Allah'ım'' lafzı, duaların birleşmesidir. Eğer dua eden kişi: "Allah'ım, senden istiyorum!" derse, sanki: Bütün isim ve sıfatlarıyla, en güzel isimlere ve en yüce sıfatlara sahip olan Allah'a dua ederim, demiş gibidir.''

Bu isim ile bereket umarak ve umutlanarak her işe başlanır.

Aynı şekilde, Kur'an'ın ilk ayetindeki ilk isimdir: (Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla) veya (Hamd, alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur) [Fâtiha Suresi: 1] Aynı zamanda Nas suresinde isimlerinden zikredilen en son isimdir: (İnsanların ilahı) [Nas: 3].

Küfürden İslam'a geçiren şehadetteki tek isim budur: (Şahitlik ederim ki Allah'tan başka hak ilah yoktur) ve bu isim olmadan şehadet geçerli değildir.

Bu büyük isim onun şerefindendir: Âhir zamanda Allah Müminlerin canlarını aldığı zaman o ismi yeryüzünden kaldıracaktır. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Allah... Allah... diyen hiç kimse üzerine kıyamet kopmaz.» [Müslim rivayet etmiştir].

Kur'an-ı Kerîm'de Allah'ın en güzel isimlerinden en çok zikri geçenidir. İki bin iki yüz defadan fazla zikri geçmiştir. Bazı ilim adamları Allah -Tebâreke ve Teâlâ'nın- şu ayetine dair şöyle demişlerdir: (De ki: “İster Allah diyerek, ister Rahman diyerek yalvarın.) [İsrâ Suresi: 110]: Bu iki isim, üstün değerlerinden ötürü özel olarak zikretmiştir. ''Allah'' isminin ''er-Rahmân'' isminin önünde zikredilmesi de bu isim için bir saygınlıktır.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak gelen bir hadiste o şöyle buyurmuştur: «İsimleriniz arasında Allah'a en sevimli olanı, Abdullah ve Abdurrahman isimleridir.» [Müslim rivayet etmiştir].

Allah ile beraber olursan, O da seninle beraber olur.

Eğer kul, kendi rızası ve seçimi ile Allah'a yönelmezse; zaruret kırbacı kullanılarak yönelir.

Eğer bir gurbetlik veya sıkıntı ile imtihan olduysan, boyun eğerek dur ve ''Ey Allah!'' de.

Cömert olan kendisine seslenene cevap veren ilaha dua et ve ''Ey Allah!'' de.

Endişe gelip de keder içlerini kararttığında, zorluklar arttığı, sözler ağırlaştığında, yollar daraldığı ve çözümler sona erdiğinde, bir münadi seslendi: Ey Allah!

Doktor aciz kalıp, hastanın hastalığı şiddetlendiği zaman seslendi: Ey Allah! Tekne denizin karanlığında devrilip, rüzgâr onunla oynadığı zaman bir münadi seslendi: Ey Allah! Toprak çoraklaşıp, ekinler ölünce ve hayvanların memeleri kuruyunca bir münadi seslendi: Ey Allah!

O Allah'tır: Sıkıntıda sığınak, yalnızlıkta dost/yoldaş ve azlıkta/yoklukta yardımcı.

İnsanlar, Allah'ın izin vermediği bir zararı veremeyecek kadar ve Allah'ın izin vermediği bir yararı da sağlayamayacak kadar acizdirler. Öyleyse kalbini Allah'a bağla!

Onun ipi dışında bütün ipler kopuk, onun kapısı dışında bütün kapılar kapalıdır. (Onlar mı hayırlı) yoksa darda kalana kendine yalvardığı zaman karşılık veren ve (başındaki) sıkıntıyı gideren mi?) [Neml Suresi: 62].

Nesefî - Allah ona rahmet etsin - şöyle demiştir: “Vasîtî dedi ki: Allah ile yetinen kimse fakir olmaz. Allah ile izzetlenen kimse zelil olmaz. El-Hüseyin demiştir ki: Bir kulun Allah'a ihtiyaç duyduğu ölçüde, Yüce Allah tarafından kendisine zenginlik verilir.

Ey dert sahibi! Her derdin bir ferahlığı vardır. Umutsuzluk bazen sahibinin yolunu keser. Allah, her zorluğun ardından bir kolaylık verir. Eğer başına bir bela geldiyse Allah'a güven ve O'ndan razı ol. Allah'a yemin olsun ki; senin Allah'tan başka kimsen yoktur.

Sana hayırlı müjdeler olsun! Sıkıntıyı gideren Yüce Allah'tır. Kesinlikle umutsuzluğa kapılma. Muhakkak ki Allah herşeye yeter. Rızık konusunda endişelenme. Çünkü rızkı paylaştıran Yüce Allah'tır. Dertleri gideren Allah'tır. Her şeyde Allah sana yeter.

Allah'tan başka hak ilah yoktur. Biz sana hakkıyla kulluk/ibadet edemedik!

Ey Allah'ım! Senden cenneti ve ona yaklaştıran söz ve amelleri isteriz. Cehennemden ve ona yaklaştıran söz ve amellerden de sana sığınırız.