Applicable Translations English پښتو فارسی Français Indonesia Русский 中文 عربي

66

El-Vâsî' (İlmi, rahmeti, kudreti, afv ve mağfireti sonsuz olan) Allah -Celle Celâluhû-

Ehl-i iman, Allah'ın (El-Vâsi') adını işitince kalpleri O'nun zikriyle bağlantılı olur ve ruhları O'nu görmeyi arzular. Onların kalplerini ancak O'na secde, evini tavaf, önünde durmak (namaz kılmak), onun için uykudan kalkmak ve yüce Allah'ın yolunda çaba harcamak (manevi olarak) doyurabilir. (Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır) [A'raf Sûresi: 156], Allah -Subhânehû ve Teâlâ- şöyle buyurmuştur: (Allah, mülkünü dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.) [Bakara Sûresi: 247].

Rabbimiz -Azze ve Celle-; her şeyi kuşatandır, zengindir. Zenginliği bütün kullarını çepeçevre kuşatmıştır. Bütün mahlukatını da onların ihtiyaçlarını yeterli derecede karşılaması, lütfuyla ihsan etmesi, cömertliği ve yönetip idare etmesiyle kuşatmıştır.

Allah -Azze ve Celle- zatında, isimlerinde, sıfatlarında, fiillerinde, mülkünde ve hükümranlığında her şeyi kuşatmıştır. O'nun kendini övdüğü gibi kimse O'nu övemez. İnsanlar O'nun özelliklerini ne şekilde anlatırlarsa anlatsınlar, O'nun mahiyetine ulaşamayacaklardır ve O'nu ilim ile de kuşatamayacaklardır.

Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır: (Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır) [A'râf Suresi: 89] Hiçbir sır O'na gizli kalmaz. Çünkü Allah -Subhânehû ve Teâlâ- karanlık bir gecede sert bir kayanın üzerindeki siyah karıncanın ayak seslerini işitir. Ne yerde, ne de gökte hiçbir şey O'na gizli kalmaz.

O'nun ilmi, kalplerin sırlarını, kalplerin barındırdığı hayır ve şerleri kapsar. (Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir.) [Gâfir/Mümin Suresi: 19] (Şunu da bilin ki, Allah içinizden geçeni hakkıyla bilir. Onun için Allah’a karşı gelmekten sakının ve yine şunu da bilin ki Allah gerçekten çok bağışlayandır, Halîm'dir. -Hemen cezalandırmaz, mühlet verir-) [Bakara Suresi: 235]

Rabbimiz Allah -Subhânehû ve Teâlâ- bağışlaması geniştir. Kusurları ve günahları ne kadar olursa olsun tövbe eden ve hatasından dönen herkesi bağışlar: (Şüphesiz Rabbin, bağışlaması çok geniş olandır.) [Necm Sûresi: 32]

Rahmeti geniş olan Rabbimiz Allah -Subhânehû ve Teâlâ-, kullarına dinlerinde genişlik verir ve onlara güçlerinin yetmeyeceği şeyleri yüklemez. (Doğu da Allah'ındır batı da. Nereye dönerseniz Allah’ın vechi oradadır. Şüphesiz Allah ( ın kullarına rahmeti ve nimeti) geniştir. O, her şeyi hakkıyla bilendir.) [Bakara Suresi: 115]

Ben şehadet ederim ki Allah'tan başka rab yoktur

Kerim, merhametli, ümit edilen ve kendisinden beklenti içinde olunan

Kendisinden hayırlar istenildiğinde fazlasıyla veren

Sıkıntıyı ortadan kaldırır, musibeti uzaklaştırır

Âdemoğluna hayırları akıtarak bol bol verir

Her zaman zenginleştirir, kazandırır ve dönüştürür

Öven kimse O'na övgülerini artırdıkça

Arşın sahibi, ululukta ve yücelikte daha yüksek ve daha güzeldir

Rahmeti geniş olan endişelerini gidermede sana yeter!

Kim Allah'ın (El-Vâsi') ismini anlarsa korkusu gider, kalbine sükûnet yerleşir, o kimseye ümit kapısı açılır.

Hasat zamanı geciken çiftçinin suyu az, meyveye ürüne ihtiyacı çoktur. Allah'ın her şeyi en geniş bir biçimde bildiğini idrak ettiği zaman; gökyüzüne baktı, kalbi Rabbine bağlandı ve şöyle seslendi: Ey cömert olan bolca veren, Allah'ım! Ey Rahmet sahibi! Ey geniş kerem sahibi! Bana bereketinden ve iyiliğinden cömertçe ve bolca ver.

Ve o kısır olan insan günler onu ezdi, acılar onu yordu, oynaşacağı, hayatını dolduracağı bir çocuk özlemi çekti. Ve hamileliği ertelendi ya da bir beşerin sözüyle acı çekti üzüldü. Kısır! Ve bu olurken ve hüzün hakim olurken; Allah'ın engin, cömert ve geniş kerem sahibi olduğunu hatırlayarak içinde başka bir hayat uyanır. Duasının kabul edileceğine kesin bir şekilde inanarak Allah'ın isteyeni geri çevirmeyeceğini bildiği için şöyle nidâ eder: (Ey Rabbim! Bana katından tertemiz bir zürriyet bağışla! Muhakkak sen duaları işitensin.) [Âl-i İmrân Suresi: 38] (Zekeriya’yı da hatırla. Hani o, Rabbine, “Rabbim! Beni tek başıma bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın.” diye dua etmişti.) (89) {Biz de onun duasını kabul ettik ve kendisine Yahya’yı bağışladık. Eşini de kendisi için, (doğurmaya) elverişli kıldık. Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.} [Enbiyâ Suresi: 89-90]

Keza hasta bir kulun durumu; Allah onun iniltilerini işitir, acılarını bilir. Eğer kul Allah'ın cömertçe verdiğini hatırlarsa O; kullarına şifa veren ve onlara yetendir ve (Eyyûb) -aleyhisselam- şöyle seslendi: ﴾Şüphesiz benim başıma bir sıkıntı geldi ve sen merhametlilerin en merhametlisisin.﴿ [Enbiyâ Suresi: 83]

Allah -Subhânehû ve Teâlâ- kaygıyı giderir, kederi yok eder ve şifa verir. Muhakkak ki O Allah -Azze ve Celle- rahmeti, kudreti geniş olandır.

Endişeler borçlunun kalbini sıkıştırır. Öyle ki bunu giderecek bir şeyin olmadığını düşünür. Sonra Allah -Subhânehû ve Teâlâ- onun kalbini açar. Ve onu kendine yöneltir. Böylece kul; bol nimet, bağış, cömertlik ve kerem sahibi olana sığınır. Şöyle seslenir: Ey ihtiyaçları gideren! Ey bolca cömert bir şekilde veren! (Onlar mı hayırlı) yoksa darda kalana kendine yalvardığı zaman karşılık veren ve (başındaki) sıkıntıyı gideren?) [Neml Sûresi: 62].

Bunun üzerine Allah borcu öder, o kula ummadığı yerden rızık verir ve güler yüz belirir, kalp yatışır, rahatlar, ruh sakinleşir; (De ki: Ondan ve bütün sıkıntılardan sizi Allah kurtarır) [Enam Sûresi: 64]

Dünyada bir sorun meydana gelir, mesele onun üzerinde şekillenir. İnsan aklını kaybeder gibi olur ve (Allah'ın) duasını kabul etmesi onun için çok değerlidir. Bu sebeple burnunu toprağa sürterek secde halinde, ağlayarak ve yalvararak: Ey vermesi bol olan! Ey ilmi geniş olan! Ey İbrahim'e öğreten! Bana da öğret. Ey Süleyman'a anlayış veren! Beni de anlayışlı kıl.

Başarı gelir ve kapalı olan şeyler Vâsi olan Allah -Subhânehû ve Teâlâ- tarafından çözülür.

Eşler arasında anlaşmazlık çıkar, ipler kopar, sevgi bağları kopar, boşandıktan sonra bu durum onlara darlık ve sıkıntı verir. Vâsi, engin kuşatıcı olan Allah'a sığınırlar.

Her biri diğerinden daha hayırlı bir eşle değiştirilir: (Eğer (eşler) birbirinden ayrılırsa Allah, bol nimetinden her birini zenginleştirir. (Diğerine muhtaç olmaktan kurtarır) Allah'ın lütfu geniş, hikmeti büyüktür) [Nisâ Suresi: 130]

Satışın Kârı...

İnsan harcama yapmaktan korkar, fakirlikten korkar. Bu da ancak, Şeytan'ın onun göğsüne şer ve fakirliği fısıldamasından ve onu cimriliğe ve harcamamaya çağırmasındandır. (Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size cimriliği ve masiyeti telkin eder. Allah ise size katından bir mağfiret ve bir lütuf vadeder. Allah, ihsanı geniş olan ve her şeyi hakkıyla bilendir.) [Bakara Suresi: 268]

Mümin bol bol veren ve cömert olan Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'nın şu sözünü hatırlar: (Allah'a güzel bir ödünç verip de Allah'ın da onun karşılığını kat kat artırarak (kendisine vereceği) kim vardır? Allah; hem daraltır, hem genişletir. (Neticede yine) O' na döndürüleceksiniz.) [Bakara Suresi: 245] Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'nın şu sözünü hatırlar: (De ki: “Lütuf Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.) [Âl-i İmrân Suresi: 73] Rabbine ödünç verir ve infak ettiği malın sonradan Allah -Subhânehû ve Teâlâ- tarafından dünya ve ahirette tekrar kendisine geri geleceğine yakinen inanarak malından infak eder. Bir de bakar ki, nimetler ve rahmetler iner. Ve Vâsi olan kerem ve cömertlik sahibi Allah'ın ihsanı çok çok büyük olur.

Sakınıp korkanların gözyaşları.

Mümin, günahının büyüklüğünü ve hatalarının çokluğunu hatırlar. Bu yüzden üzüntüleri onu rahatsız eder ve kalbi tutuşur ve Cebbar olan Allah'ın korkusundan gözlerinden yaşlar akar. Sonrasında Allah -Azze ve Celle-'nin şu sözünü hatırlar: (Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır) [A'raf Sûresi: 156], Allah -Subhânehû ve Teâlâ- şöyle buyurmuştur: (Şüphesiz Rabbin, bağışlaması çok geniş olandır.) [Necm Suresi: 32]

Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'nın şu sözünde geçene dahil olmak için Allah -Azze ve Celle-'ye tövbesini ve dönüşünü açıklayarak dile getirir: (Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar başkadır. Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir) [Furkân Suresi: 70] Meleklerin Duasını Hissetmek: (Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tövbe eden ve senin yoluna uyanları bağışla ve onları Cehennem azabından koru.) [Mü'min/Gâfir Suresi: 7] Tevbe; kalbindeki yangını, nefsindeki ızdırabı giderir ve Allah -Subhânehû ve Teâlâ- onu tövbe edenlerden ve temizlenenlerden kılar. Sonra o, ölümüne kadar takva ile nimetlendirilir. Sonrasında elde edeceği netice Naîm Cennetleri'dir. Daha sonra da şu sözü işitir: (Şüphesiz bu, bizim verdiğimiz rızıktır. Doğrusu, verdiğimiz bu rızıklar tükenecek değildir.) [Sâd Suresi: 54]

Mesajlar

Rabbimiz her şeyi kuşatan -Tebâreke ve Teâlâ- öyle ki rahmeti bütün mahlukatı kuşatmıştır: (Rabbiniz geniş rahmet sahibidir.) [En'am Suresi: 147]

Allah, dinlerinde kullarına genişlik verdi. Ve onlardan sıkıntı ve mahcubiyeti kaldırdı. Hastalara, yolculara, ihtiyarlara ve özür sahiplerine kolaylık sağladı. Allah -Subhânehû ve Teâlâ- onların üzerine güçlerinin yetmeyeceği şeyleri yüklemez; (Hiç kimse gücünü aşan bir şeyle yükümlü kılınamaz.) [Bakara Suresi: 233] Yeryüzü kime dar gelirse Allah -Azze ve Celle- yeryüzünde kullarına genişlik vermiştir; (Allah'ın yarattığı yeryüzü geniştir.) [Zümer Suresi: 10]

Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'nın yarattıklarına bahşettiği en geniş lütuf ise sabırdır. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak gelen bir hadiste o şöyle buyurmuştur: «Kim de sabretmeye gayret ederse, Allah ona sabır verir. Hiçbir kimseye, sabırdan daha hayırlı ve büyük bir lütufta bulunulmamıştır.» [Buhârî rivayet etmiştir -bu onun lafzıdır- ve Müslim rivayet etmiştir].

Sabır, bütün ibadetlerin içindedir. İtaatte sabretmek, masiyet işlememek için sabretmek ve Allah'ın hükümlerine karşı sabretmek. Hayat, Allah -Azze ve Celle-''ye kavuşana kadar sabırdan ibarettir.

Hasan el-Basrî -rahimehullah- şöyle demiştir: ''Sabır: Allah'ın hayır ve iyilik hazinelerinden bir hazinedir. Allah onu kendi katında cömert olan bir kulundan başkasına vermez.''

Ey ümitlerini kestikten sonra âdemoğullarına ferahlık veren

Fakirlikten avuçlarını açan kullarına merhamet et

Onları bir sebebi olmadan bol rızıklar vermeye alıştırdın

O'na karşı güzel bir şekilde isteyerek rahatladılar

Allah'ım! Ey cömertçe bolca veren! Her birimize kendi talep ettiğinden daha fazlasını ver. Sen her şeye Kâdir'sin.

-