63 - 64
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak gelen bir hadiste o şöyle buyurmuştur: «Şüphesiz ben cennetlikler arasında cennete en son girecek olanı, cehennemlikler arasında da oradan en son çıkacak olanı biliyorum. Bu adam kıyamet gününde getirilip, şöyle denilir: Ona sadece küçük günahlarını gösterin ve büyük günahlarını üzerinden kaldırın. Bunun üzerine kendisine sadece küçük günahları gösterilir ve ''Şu günde şunu şunu işledin, filan filan günde de şunu şunu işledin'' denilir.
O ''evet'' der ve hiçbir şeyi inkâr edemez. Aynı zamanda kendisi büyük günahlarının da kendisine arz edilmesinden korkup, endişe içindedir.
Sonra kendisine ''sana, işlemiş olduğun her bir günahın yerine bir sevap vardır'' denilir. O zaman o da, ''Rabbim! Ben bir takım günahları işlemiş olduğum halde onları burada göremiyorum'' der.»
Hadisi rivayet eden Ebû Zerr dedi ki: Andolsun Rasûlullah - sallallahu aleyhi ve sellem-'in küçük azı dişleri görününceye kadar güldüğünü gördüm. [Müslim rivayet etmiştir].
Allah ne kadar da cömerttir! Allah ne kadar da şefkatli ve sabırlıdır! Allah ne kadar da büyüktür!
(Ey insan! İhsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?) [İnfitâr Suresi: 6] (Kim şükrederse, ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, bilsin ki Rabb'im her bakımdan sınırsız zengindir, cömerttir.) [Neml Suresi: 40]
Cömertlik, erdemleri ve övgüleri bir araya toplayan bir kelimedir. Bu kelimeden kastedilen sadece vermek değildir. Bilakis vermek bu kelimenin anlamının bütünündendir. Bunun içindir ki; ismin anlamı hakkında alimler tarafından bir çok söz aktarılmıştır. Bahsi geçen bütün bu sözlerin hepsi doğrudur.
Kerîm olan Rabbimizin ihsanı ve bahşetmesi bol ve hayrı süreklidir. O'nun kadri çok azim, durumu çok büyüktür. Başına musibetlerin gelmesinden ve noksanlıklardan münezzehtir. O, karşılıksız ve sebepsiz veren, İhtiyacı olana ve ihtiyacı olmayana da bağışlayan, verdiği sözü yerine getiren ikram, nimet ve lütuf sahibidir. Küçük, büyük bütün ihtiyaçlar kendisinden istenir. Kendisinden yardım dileyeni boş çevirmez. Günahları affeder, kötülükleri bağışlar. Hatta kötülükleri, iyiliklere dönüştürür. O'ndan istemeden önce verir.
Bize, işitme ve görme, kalpler ve uzuvlar, kuvvet, açık ve gizli melekeler bahşedilmiştir ki, biz onları saymaya güç yetiremeyiz: (Allah'ın nimetlerini saymaya kalksanız, onları sayamazsınız. Doğrusu insan çok zalim ve nankördür!) [İbrahim Suresi: 34] Onları bize O'ndan istemeden bahşetti. Biz O'ndan talep etmeden önce verdi. Kendi katından bir cömertlik ve lütuf ile verdi. O, verir ve över.
Takdir edip bağışlayan el-Kerîm Rabbimiz, bir söz verdiği zaman onu yerine getirir. Müminlere dünya ve ahiret yurdunda lütuf, hayır, nimet ve ihsanın her türlüsünü vadetmiştir.
Hatta Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'nın, günahkâr kullarının azabını kendi iradesine bağlı kılması dahi O'nun cömertliğindendir. Dilerse onlara azap eder, dilerse onları bağışlar.
Rabbimiz kendisinden bir şey isteyeni geri çevirmez. «Hayâ ve kerem sahibidir.»
O, imanı bahşeder sonra da bundan ötürü över: (Lakin Allah dilediğini doğru yola iletir. Hayır olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir. Verdiğiniz hayırları ancak Allah'ın yüzü (görmek) için vermelisiniz. Hayır olarak verdiğiniz ne varsa, karşılığı size tam olarak verilir ve siz asla haksızlığa uğratılmazsınız) [Bakara Suresi: 272]
Cüneyd bir adamın şu ayeti okuduğunu işitmiş: (Gerçekten biz Eyyûb’u sabreden bir kimse olarak bulduk. O ne güzel bir kuldu! O, Allah’a çok yönelen bir kimseydi.) [Sâd Suresi: 44] Bunun üzerine şöyle dedi: ''Subhânallah! Verdi ve övdü'' Yani; Ona sabır bahşetti, verdi sonra da onu bundan ötürü övdü ve ona sena etti.
hamt, şükür ve senayı Allah'a sunuyorum...
Hamt, O mevlamızadır, itimat O'nadır...
Ben şehadet ederim ki Allah'tan başka Rab yoktur...
Kerimdir, merhametlidir, ümit edilendir ve kendisinden beklenti içinde olunandir...
kerim ve cömert olan (Allah) her türlü noksanlıklardan münezzehtir...
Cömertlik, O'nun bir sıfatıdır. Çok cömert olmak, O'nun en büyük özelliklerinden biridir. ihsan, O'nun en büyük ve değerli karşılıksız verme özelliğidir. Kim O'ndan daha büyük bir cömertliğe ve kereme sahiptir!
Yaratılmışlar O'na karşı gelirler. O ise onları gözetir ve sanki O'na karşı gelmemişler gibi onları yataklarında korur. Hiç günah işlememişler gibi onlarla ilgilenir. Günahkâra cömertçe fazlından verir ve kötülük yapmış olana da ihsan eder. Kim, kendisine dua ettiği halde onun duasına icabet etmedi? Ya da kim O'ndan istedi de ona vermedi? Ya da kim O'nun kapısını çaldı da onu kapısından kovdu? O, fazilet sahibidir. Fazilet de O'ndandır. O çok cömerttir. Cömertlik de O'ndandır. O Kerîm'dir. Kerem ve lütuf da O'ndandır.
Rabbimiz -Tebâreke ve Teâlâ- bizim O'na şükretmemize ihtiyaç duymaz. Şükretmemizin O'na hiç bir faydası yoktur. Nankörlük edenin nankörlüğü de O'na hiç bir zarar vermez. Buna rağmen O, azap etmede aceleci olmayı terk etmesi sebebiyle (ihsan ve lütuf sahibidir); (Kim de nankörlük ederse (bilsin ki) Rabbim her bakımdan sınırsız zengindir, cömerttir.) [Neml Suresi: 40]
Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'nın, kullarını kendisine ibadet etmesi için yaratması, insanların ve cinlerin, Mü'minlerin ve kâfirirlerin bütün hepsinin rızkına kefil olması zenginliğinin ve kereminin mükemmelliğindendir: {Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.} (56) {Ben onlardan bir rızık istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum.} (57) {Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır.} (58) [Zâriyât Suresi: 56-58]
Ne kadar çok ve ne kadar büyük olursa olsun problemlerin ve duaların ona büyük gelmemesi O'nun azametindendir. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak rivayet edildiğine göre o şöyle buyurmuştur: «Sizden biriniz dua ederken: ''Allah'ım! İstersen beni bağışla; istersen bana merhamet et'' demesin. Dilediğini kesin bir dille istesin. Çünkü Allah'ı zorlayan hiçbir kuvvet yoktur.» [Müslim rivayet etmiştir].
Hatta kendisine yapılan duayı kendi katındaki en şerefli ibadet kılması da, Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'nın cömertliğindendir. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak gelen bir rivayette o şöyle buyurmuştur: «Allah Teâlâ katında, duadan daha üstün (kıymetli) bir şey yoktur.» [Sahih bir hadistir. İbn Mâce rivayet etmiştir].
Bilakis Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'ın cömertliğinin büyüklüğüne bir bakın: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Şüphesiz Rabbiniz son derece hayâ ve kerem sahibidir. Kulu O'na elini kaldırdığı zaman, o elleri boş çevirmekten hayâ eder.» [Sahih bie hadistir. Tirmizî rivayet etmiştir]
Cömertliği süreklidir; O'nunla karşılaşana kadar kesilmez. O halde, -eğer bir Mümin isen-, kıyamet günü sana sunulacak olan en büyük ve en değerli hediyeye bir bak: (İşte onlar gerçek Müminlerdir. Onlar için Rableri katında nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır.) [Enfâl Suresi: 4]
Hatta Buhârî ve Müslim'de olan kudsi bir hadiste geldiği gibi beklentilerin üzerinde daha da fazla verir: “Allah -Azze ve Celle- şöyle buyurmuştur: "Ben salih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı, hiçbir insanın hatır ve hayal edemediği nimetler hazırladım" buyurmuştur.» Bütün bunlardan daha büyük olan; O'nun yüce yüzüne bakmaktır; (Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parıldayacaktır (22) (Rablerine bakacaklardır (O'nu göreceklerdir). (23) [Kıyâme Suresi: 22-23]
Allah'ım! Bizi onlardan kıl. Ey cömertlerin en Cömerti!
Kıyamet günü şeref ve rezilliğin ölçüsü; takvadır. (Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, O’na karşı gelmekten en çok sakınanızdır) [Hucurât Suresi: 13] Küfür ehlinin hiçbir değeri yoktur. Bilakis onlar için aşağılanma vardır: (Birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah, kimi alçaltırsa ona saygınlık kazandıracak hiç kimse yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar) [Hac Suresi: 18] Allah -Tebâreke ve Teâlâ-'nın şu sözünde zikrettiği gibi insanların bu dünyadaki ölçülerinin/kurallarının bir önemi yoktur: (Fakat insan, Rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulunduğunda ve bol nimet verdiğinde «Rabbim bana ikram etti» der.) (15) (Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise «Rabbim beni önemsemedi» der.) (16) [Fecr Suresi: 15-16]
İbn'ul-Cevzî -Allah ona rahmet etsin- da şöyle demiştir: "Şeytanın insanları aldatma çeşitlerinden biride şöyledir: Onlar bir günah işlerler ve eğer kınanır ve uyarılırlarsa şöyle derler: ''Rabbimiz cömerttir, mağfireti geniştir."
Kim Kur'an'a sarılırsa; o kimseyi iki cihanda da şerefle müjdeler. Allah -Subhânehû ve Teâlâ- şöyle buyurmuştur: (O, elbette değerli bir Kur’an’dır.) [Vâkıa Suresi: 77] Kur'an hayrı çok olan, ilmi bol olan, ezberleyeni şereflendiren, okuyanı yücelten bir kitaptır.
Kerîm olan Allah -Subhânehû ve Teâlâ-, boğulanı kurtarır, vatanından uzak olanı geri döndürür, derdi olanı iyileştirir, mazluma yardım eder, kaybolana yol gösterir, fakiri zenginleştirir, hastaya şifa verir, sıkıntısı olanı kurtarır ve O'na isimleriyle dua etmenizi sever. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- tasa ve üzüntü anında şöyle dua ederdi: «Azamet ve hilm sahibi olan Allah’tan başka ibadete layık hiçbir hak ilah yoktur. Azametli arşın sahibi olan Allah’tan başka ibadete layık hiçbir hak ilah yoktur. Göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve yüce arşın Rabbinden başka ibadete layık hiçbir hak ilah yoktur.» [Buhârî ve Müslim rivayet etmiştir].
Allah cömert olanları sever. İbn Recep -Allah ona rahmet eylesin- şöyle demiştir: "Kim, Allah'ın kullarına karşı cömert olursa, Allah da ona ihsan ve lütufta cömert olur. Kula verilecek olan karşılık, yaptığı amelin türünden olur."
Ben bırakır giderim, oysa lütuf ve şefkat sahibi gitmez... O'ndan beni hayal kırıklığına uğratmayan bir şey isterim... O'ndan esenlik isterim zamana karşı... Onunla imtihan edildim, dertleri saçları ağartır... Her durumda ihtiyacımı bildiririm... Kalplerin kendisinde huzur bulduğuna... Benim için Allah'ın kapısından başka bir kapı yoktur... O'ndan başka bir mevla, bir sevgili de yoktur...
Cömert, nimet veren, iyilik yapan, lütuf sahibi... Örtmesi güzel olan, duaya icabet eden... Ey hükümdarların hükümdarı, tökezlemelerimi azalt...Çünkü gerçekten günahlar beni senden uzaklaştırdı... Nasibimin düşük olması sebebiyle tutkular beni hasta etti...Fakat benim için senden başka bir doktor da yoktur...
Ey Kerim! Bize Cennet'ini, affını ve rızanı ikram et.