Applicable Translations English پښتو فارسی Français Indonesia Русский 中文 عربي

17

El-Müheymin -Celle Celâluhû-

Bu, hayattan usanmış, yaşamaktan gına gelmiş, artık günlerine tahammül edemeyen ve acısını tadan herkese bir mesajdır... Size, orada apaçık bir başlangıç, yakın bir yardım, sıkıntıların ardından bir kurtuluş, zorlukların ardından bir kolaylık olduğunu müjdeliyoruz...

Orada ışıltılı bir umut, parlak bir gelecek ve geçek bir vaat var: (Bu, Allah'ın vaadidir. Allah, vaadinden dönmez. ) [Rûm Suresi: 6] Senin Mevla'n ve yaratıcın şöyle söylemedi mi: (En güzel isimler Allah’ındır. O’na, bu isimleriyle dua edin.) [A'raf Suresi: 180]. Eğer Allah'a en güzel isimleriyle dua edersen; sonuç ne olur? ﴾Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin ki, size icabet edeyim.﴿ [Mü'min/Ğafir Suresi: 60].

Bu durumda, Allah -Azze ve Celle-'nin en güzel isimlerinden biri olan (el-Müheymin) isminin bilgisiyle Allah'a yaklaşırız:

Allah -Azze ve Celle-'yi en güzel isim ve sıfatlarıyla tanımak: Dinin aslı, hidayetin temeli, kalplerin kazandığı, gönüllerin edindiği, akılların algıladığı en iyi ve en gerekli şeydir.

Allah'ın (El-Müheymin - Azze ve Celle -) ismi, Haşr suresinin sonunda geçmektedir: (O Allah ki, O’ndan başka hak ilah yoktur. O, Melik’tir, Kuddûs’tür, Selâm’dır, Mü’min’dir, Müheymin'dir) [Haşr Suresi: 23].

Rabbimiz el-Müheymin -Azze ve Celle-, yarattıklarının bütün işlerinden ve önemli durumlarından sorumlu olandır. O, bütün işlerin iç yüzlerine, kalplerin sırlarına aşinadır. Her şeyi hakkıyla bilen, yarattıklarının yaptıklarına şahit olan, onlardan sadır olan sözleri ve fiilleri gözetendir. Kullarının yaptıklarından hiçbir şey O'na gizli kalmaz. Ne yeryüzünde, ne de gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey O'na gizli değildir: (Yerde ve gökte hiçbir zerre Rabbinden gizli değildir. Bundan daha küçüğü veya daha büyüğü de şüphesiz apaçık bir kitaptadır) [Yûnus Suresi: 61].

İşte bunlar kulun, gecesinde ve gündüzünde, gizlisinde ve açığında, yerleşik hayatında ve yolculuğunda olduğu haller ve iniş çıkışlardır. Bütün saklı sırları ve bilinmezleri bilen Allah, bunları da bilir ve kulana bunları sayar: (Çünkü O, gizliyi de bilir, ondan daha gizli olanı da.) [Tâ-hâ Suresi: 7]

Fısıltı O'nun için sesli konuşmadır. Sırlar O'nun için alenidir. Gizli olan da O'nun için apaçıktır.

Muhakkak ki O, el-Müheymin'dir...

Bir grup münafık geceleyin entrikalar ve planlar yapıyorlardı. Fakat bütün saklı sırları ve bilinmezleri bilen Allah, onları ortaya çıkardı: Allah -Subhânehû ve Teâlâ- şöyle buyurmuştur: (Onlar kendilerini insanlardan gizleyebilirler fakat, Allah'tan gizleyemezler. Geceleyin, O’nun razı olmadığı sözü düzüp kurarken, Allah onlarla beraberdi. Allah, onların yaptıklarını (ilmiyle) çepeçevre kuşatmıştır.) [Nisâ Suresi: 108]

Bedir savaşının ardından Umeyr bin Vehb ve Safvân bin Ümeyye geceleyin Kâbe'de oturup, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in suikastını tertip ediyorlardı. Allah, Resulüne onların tuzaklarını haber verdi ve ona yaptıklarını gösterdi.

Semanın tahtı üzerinde bir hükümdar, Müheymin'dir O... O'nun izzeti için bütün yüzler eğilirler ve secde ederler...

Evet; O, el-Müheymin (her şeye hakim olan), el-Hâfız (herşeyi muhafaza eden), el-Emîn (güven veren), kullarının amellerini gözeten ve onlara şahit olandır.

Mutmain ol!

Ey iki gözü yaşlarla dolan kişi! Sil gözyaşlarını, gözbebeklerini dinlendir ve sakin ol! Senin için varlığın yaratıcısından bir dostluk ve koruma vardır. O'nun lütfuyla sana bir himaye vardır.

Ey kul! mutmain ol. Taktiri ilahi tamamlanmış, tercihler yerine gelmiş ve lütuf hasıl olmuştur.

Kaç kez korktuk ölümden fakat ölmedik?

Kaç defa yollarımız daraldı, iplerimiz koptu, ufuklar yüzümüzde karardı fakat, bir de gördük ki ardında galibiyet ve zafer, yardım ve müjde var. (De ki: Bundan ve bütün sıkıntılardan sizi Allah kurtarır. Sonra siz yine O'na ortak koşarsınız.) [Enam Suresi: 64]

Kaç defa dünya önümüzde karardı, bütün farehlığıyla gökler ve yeryüzü bizim için sıkıcı ve çekilmez oldu fakat, bir de baktık ki; o, geniş iyilik ve kolaylık var. (Eğer Allah sana bir sıkıntı verirse, yine O'ndan başka o sıkıntıyı giderebilecek hiç kimse yoktur. Eğer sana bir hayır murad ederse de, O'nun lütfunu geri çevirebilecek hiç kimse yoktur. O, bunları kullarından dilediği verir. O; çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.) [Yûnus Suresi: 107]

Rabbimiz el-Müheymin -Azze ve Celle-, izzet O'nundur, galibiyet O'nundur ve sıkıntılardan kurtulmak ancak O'nun tarafından olur.

İbn Kesir, Vehb bin Münebbih'ten rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: "Allah -Tebâreke ve Teâlâ-, bazı kitaplarında şöyle buyurmaktadır: İzzetim ve Celâlime yemin olsun ki! Göklerin ve yeryüzünün neredeyse üzerine yığılacağı bir kuluma, bana sımsıkı sarılmasından dolayı, bu sıkıntılar arasından bir kurtuluş ve çıkış yolu kılarım. İzzetim ve Celâlime yemin olsun ki! Benden başkasına sımsıkı bağlanan bir kulma, onun ayaklarının altındaki toprak dahi öfkelenir.)

Ey Müheymin! Senin yüceliğin asla yok olmaz... Senin mülkün daimîdir, sonsuza kadar yenidir... Senin hükmün, her işte gerçekleşir... Senin istediğinden başka bir şey olmaz...

Her Krallığa ve her kapıya uğradım... Onların önünde çok kaba bir kapıcı vardı... Oysa senin kapın cömertlik kaynağıdır... Ey kaçak kulların tek sığınağı!...

Kurtuluş İpi...

Rabbimiz -Azze ve Celle- kitabı olan Kur'an-ı Kerim'i geçmiş bütün kitaplar üzerinde Müheymin (hakim gözetici) olarak vasfetmiştir: (Sana da o kitabı (Kur’an’ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı ve onları bir gözetici olarak indirdik.) [Mâide Suresi: 48]

Kur'an-ı Kerim, kendisinden önceki kitaplara hakimdir. O, bu kitapların içindekilerin en iyisiyle geldi. Bu kitaplardan hükmü kaldırılanları kaldırdı. İsrailoğulları'nın ihtilafa düştükleri konuların çoğunu, onlara anlattı. Bu kitaplarda yapılan tahrifatları ortaya koydu. Kendisinden önceki kitapların barındırdığı hakikati de gösterdi.

Buna iman eden her Müslümanın, Allah'ın kitabını yüceltilmesi kalbinde, sevgi, memnuniyet ve aynı zamanda Allah'ın ona hidayeti sebebiyle hamt ve şükür etmesi neticesini verdi . Bu durum, her insanın umduğu ve Müminlerin her rekâtta dilediği bir şeydir: {Bizi dosdoğru yola ilet.} [Fâtiha Suresi: 6]

Ey Müheymin olan Allah'ım! Hidayet ettiğin kimseler arasında bizi de hidayete erdir. Koruyup gözettiğin kimseler arasında bizi de koru-gözet! Bizi, anne-babamızı ve bütün Müslümanları bağışla.