Applicable Translations English پښتو فارسی Français Indonesia Русский 中文 عربي

42

El-Kaviyy (kudreti en üstün ve azalmayan Allah) -Celle Celâluhû-

Ey Rabbim! Tövbe ederek senin engin (rahmetine) döndüm

Teslim olarak ipine sımsıkı sarılarak

Benim ve güçlüler için sen ey

Rabbim şanın ne kadar da yücedir ve ne kadar da güçlüsün

Şüphesiz ki ben hayattaki her sığınağa sığındım

Senin sığınağından daha izzetli bir sığınak görmedim

Sözümüz, şöyle söyleyen Rabbimiz -Subhânehû ve Teâlâ- hakkındadır: (Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır.) [Zâriyât Suresi: 58] Söyleyen/konuşan: (Allah, o inkâr edenleri hiçbir fayda elde edemeden öfkeleri ile geri çevirdi. Allah(ın yardımı) savaşla Müminlere yetti. Allah güçlüdür, mutlak galiptir.) [Ahzâp Suresi: 25] Söyleyen/konuşan: (Şüphesiz Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.) [Hadîd Suresi: 25]

Rabbimiz; el-Kaviyy olan -Azze ve Celle-'nin başına zayıflık veya eksiklikler gelmez, bitkinlik veya bezginlikten de etkilenmez.

Rabbimiz -Azze ve Celle-'ye hiçbir egemen güç galip gelemez, hiçbir engel tarafından engellenemez, hiçbir bir güdü tarafından harekete geçirilemez ve O'nun hükmünü hiçbir şey geri çeviremez. O, mutlak güce ve tam bir iradeye sahip olandır.

O, -Azze ve Celle- güçte son noktadır.

Rabbimiz -Azze ve Celle- kudretinde mükemmel, her şeye kadir olandır. Hiçbir koşulda acizlik veya bitkinlik O'na üstün gelemez. O, -Subhânehû ve Teâlâ- sahip olduğu yeryüzünde ve göklerde dilediği zaman hükmünü yerine getirir, uygular.

Allah -Azze ve Celle- kuvvetle çekip almasında ve cezalandırmasında sonsuz güç sahibidir.

Güçte eşsiz ve benzersizdir, (Bütün kuvvet Allah'a aittir) [Bakara Sûresi: 165].

O vasfedildiği üzere güçlüdür. Ey otorite sahibi kardeşim! Sana galip gelmeye de gücü yetendir

Kuvvet O'ndandır...

Neden kalplerimiz O'na doğru kırılmıyor? Önemli meselelerimizde ve ihtiyaçlarımızda neden O'na itimat etmiyoruz? Aslında biz O'nun gücüne ve zenginliğine ne kadar da ihtiyaç duyuyoruz!

O -Tebâreke ve Teâlâ'nın gücü ve başarılı kılması dışında bizim hiçbir gücümüz yoktur. Ve O'ndan başka bizim için günahlardan kaçınmaya ve nefsin kötülüklerini uzaklaştırmaya hiçbir güç yoktur.

Bu gücü Allah -Azze ve Celle- dilediğine bahşeder. Onun (Allah'ın verdiği gücün) durumu genel rızık meselesi gibidir.

Ve insan zayıftır. Zayıf olarak yaratılmıştır, zayıf olarak doğmuştur ve zayıf olarak ölür. Allah -Tebâreke ve Teâlâ- şöyle buyurmuştur: (Çünkü insan zayıf yaratılmıştır.) [Nisâ Suresi: 28] Allah -Azze ve Celle- şöyle buyurmuştur: (Sizi güçsüz yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından kuvvet veren ve sonra kuvvetin ardından güçsüzlük ve ihtiyarlık veren Allah’tır. O, dilediğini yaratır. O, hakkıyla bilendir, üstün kudret sahibidir.) [Rum Suresi: 54]

Allah'ın günleri...

Kulların çoğu şu gerçeği -insanın zayıf olduğu ve Allah'tan başka hiçbir güç ve kuvvetin olmadığı gerçeğini- unutunca; Şeytan onları kendi güçleriyle aldatarak ayarttı. Öyle ki, Allah -Azze ve Celle-'nin gücünü unuttular. Günahlarında daha da aşırı gitmeye başladılar!

Bu Âd'ın kavmidir. Allah -Azze ve Celle- o kavim hakkında şöyle buyurmuştur: (Âd kavmine gelince, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve; "Bizden daha kuvvetli kim var?" dediler. Onlar kendilerini yaratan Allah'ın, onlardan daha kuvvetli olduğunu görmediler mi? Onlar bizim ayetlerimizi (mucizelerimizi) inkâr ediyorlardı.) [Fussilet Suresi: 15]

Hûd -aleyhisselam- onlara şöyle dediği zaman; Allah'tan korkun ve sadece bir tek O'na ibadet edin! Dediler ki: (Bizden daha kuvvetli kim var?) [Fussilet Suresi: 15] Biz kullara boyun eğdirdik ve biz gücümüzle her türlü eziyeti geri püskürtebiliriz! Vücutlarının uzunluğu onları aldattı. İbn Abbâs -radıyallahu anhuma- şöyle demiştir: ''Onlardan en uzunu yüz arşın, en kısa olanı da altmış arşındı.''

Meydan okuma en yüksek noktaya ulaştığında ve isyan doruk noktasına ulaştığında ve dağıldığında; Allah -Azze ve Celle- mutsuzluk dolu kara günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgârla ordularından ordu gönderdi. Allah -Tebâreke ve Teâlâ- şöyle buyurmuştur: (Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o mutsuz kara günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez.) [Fussilet Suresi: 16]

Bu, Allah'ın yeryüzündeki ve tarih boyunca uyguladığı kanunlardan biridir: Gücüne ve gururuna aldananların sonu, tıpkı Âd kavminin durumu gibidir. Her şeyin maliki, azamet ve kudret sahibi olan Allah'ın gücü onu yakalayıp alıverir.

Bunun için; Allah -Subhânehû ve Teâlâ- şöyle buyurmuştur: (De ki: Yeryüzünde dolaşın, sonra (peygamberleri) yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bakın!) [Enâm Suresi: 11] Umulur ki onlar geçip gidenlerin ölümlerinden ibret alırlar! Onlarca ümmet Allah'ı ve peygamberlerini inkâr etmiştir. Gücüne, işlerine ve yeryüzünü bina etmelerine aldandılar. Böylece Allah onları mutlak güç ve iktidar sahibinin yakalaması gibi yakalamıştır: (Nitekim, onlardan her birini günahı sebebiyle cezalandırdık. Kiminin üzerine taşlar savuran rüzgârlar gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyor, asıl onlar kendilerine zulmediyorlardı.) [Ankebût Suresi: 40]

Müşrikler Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ve ashabını -radıyallahu anhum- Hendek Gazvesi'nde yeryüzünden tamamen yok etmek kasdıyla kuşatmışlardı. Allah -Azze ve Celle- ordularından bir ordu gönderdi: Kuvvetli bir rüzgâr onları Medine'nin etrafından kaçışır hale getirdi. (Allah, o inkâr edenleri hiçbir fayda elde edemeden öfkeleri ile geri çevirdi. Allah(ın yardımı) savaşla Müminlere yetti. Allah güçlüdür, mutlak galiptir.) [Ahzâp Suresi: 25]

Bir çocuk bir kralı yok ediyor, su bir kavmi boğuyor, bir deniz bir orduyu perişan ediyor, bir sivrisinek Nemrut'u küçük düşürüyor. Yer Kârun'u yutuyor, kuşlar Ebrehe'yi yok ediyor...

O Allah -Subhânehû ve Teâlâ- güçlüdür, gücüyle seni şaşkına çeviriyor.

Mahlukatın hepsinin bütün işleri Allah'a işten mahlukata hiçbir şey yoktur

Sana göstereyim mi?

Kulun Allah'ın (El-Kaviyy) isminin anlamı hakkındaki bilgisi ne kadar çok artarsa, Allah -Azze ve Celle-'ye olan tevekkülü/güveni de o oranda artar. Gücünü Allah'tan alır, bu da kendi güç ve kuvvetlerinden feragat ederek olur. Peygamber -aleyhissalâtu vesselam-'dan sahih olarak rivayet edilen bir hadiste onun sahabelerinden birine şöyle dediği nakledilmiştir: «Sana Cennet hazinelerinden bir hazinenin yolunu göstereyim mi?» Ben ''Evet'' dedim. Dedi ki: «Bütün güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsusutur.» [Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir -Lafız Buhârî'ye aittir-] Anlamı: Bir halden diğer bir hale geçilmesi zordur. Allah -Tebâreke ve Teâlâ-'nın yardımı, engellemesi ve desteği olmadıkça buna güç yetirilemez.

Abdullah b. Mes'ûd -radıyallahu anh- şöyle demiştir: ''Allah'tan başka hiçbir güç ve kuvvet yoktur: Allah'a isyandan O'nun koruması dışında bir yol yoktur ve O'nun yardımı olmaksızın O'na itaat etmeye hiçbir güç yoktur."

İbnü'l-Kayyim -Allah ona rahmet eylesin- şöyle demiştir: ''Bu kelimenin zor işlerle başa çıkma ve zorluklara dayanma konusunda harika bir etkisi vardır. Hükümdarları ve onlardan korkanları ele geçirmede, korku salmada ve onun -bir de- fakirliği gidermede de tesiri vardır!”

Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'nın seni tevazu sahibi ve O'nun gücünü hatırlayan biri olarak görmesi gerekir; (Bağına girdiğinde; "Maşallah! Kuvvet yalnız Allah'ındır" deseydin ya! Eğer malca ve evlatça beni kendinden güçsüz görüyorsan (şunu bil ki):) [Kehf Suresi: 39]

Allah; alçakgönüllülere karşı olan sevgisiyle beraber Müminlerden kuvvetli olanları sever. Peygamber -aleyhissalatu vesselam-'dan sahih olarak gelen rivayette o şöyle buyurmuştur: «Kuvvetli Mümin, zayıf Müminden, Allah’a daha hayırlı ve daha sevimlidir. (Her ikisinin de Mümin olması sebebiyle) hepsinde hayır vardır.» [Müslim rivayet etmiştir]

İki özellik Allah -Azze ve Celle-'nin şu sözünde bir araya gelmişlerdir: (Onlar Mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar) [Mâide Sûresi: 54] Bir topluluk için ilim ve amel dışında bir kuvvet yoktur. Çünkü Allah -Subhânehû ve Teâlâ- şöyle buyurmuştur: (Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz.) [Enfâl Suresi: 60]

Allah'ın dilediği gibi ol! O da sana arzu ettiğinin daha üstünde destek olur!

Ey Kaviyy olan Allah'ım! Ey Azîz! Zalim topluluğa karşı bize yardım et.