Applicable Translations English پښتو فارسی Français Indonesia Русский 中文 عربي

10

El-Kayyûm -Celle Celâluhû-

Ey kâinatları yaratan! Sen birsin... Ey Hayy, ey Kayyûm olan! arzulanan sensin...

Bütün varlıklar, senin varlığına şahittir... Ve alınları üzerinde yüceliğine secde etmiştir...

Tirmizî'de bir rivayette şöyle gelmiştir: Peygamber - sallallahu aleyhi ve sellem - bir adamın duasında şöyle dediğini işitti: Ey Allah'ım! Sana hamdolsun. El-Mennân olan (kullarına çok iyilik yapan) senden başka hak ilah yoktur. Sen, gökleri ve yeri örneksiz/harikulade yaratansın. Ey Hayy! Ey Kayyûm!

Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Canım elinde olan Allah'a yemin olsun ki! Onunla dua edildiğinde duanın kabul edildiği, bir şey istendiğinde istenilenin verildiği, en yüce ismiyle Allah'a dua etti.» [Sahih bir hadistir].

Bu, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'den hayatın yüzüne karşı haykırdığı herkese bir mesajdır: Rabbine dön ve kalbini O'nun dışında herşeyden arındır. Sonra O'na, (Ey Hayy. Ey Kayyûm!) isimleriyle dua et. Muhakkak ki O, sana icabet eder ve sana umduğundan fazlasını verir.

Ona olmaz ise binek develeri yola çıkmaz...

Ondan olmaz ise umut eden hayal kırıklığına uğrar...

Allah'ın en güzel isimlerinden birinde düşünmek için duralım o isim: (el-Kayyûm):

Allah -Subhânehû ve Teâlâ- şöyle buyurmuştur: (Bütün yüzler; diri ve el-Kayyûm (yarattıklarına hâkim ve onları koruyup gözeten) olan Allah’a boyun eğmiştir.) [Tâhâ Suresi: 111].

Rabbimiz -Celle Celaluhu- mutlak olarak bağımsız, her işi yapabilmesinde ve ebedîliğinde kimseye muhtaç olmayan, başka hiçbir varlığa ihtiyacı olmayandır. (Ey insanlar! Allah'a muhtaç olan sizsiniz. Zengin ve övülmeye lâyık olan ancak O'dur.) [Fâtır Suresi: 15].

Büyük ve Yüce olan Rabbimiz, bütün mahlûkat O'nunla var olmuştur. Yerde ve göklerde her kim varsa, onlar için Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'dan başka bir varoluş ve fayda yoktur. Bütün mahlukat her bakımdan O'na muhtaçtır. O ise, arş ve onu taşıyan meleklerde dahil olmak üzere bütün mahlukattan, her bakımdan müstağnidir. Şüphesiz arş, Allah Teâlâ tarafından var edilmiştir. Aynı şekilde arşı taşıyan melekler de, yalnızca Allah -Tebâreke ve Teâlâ- ile var olmuşlardır.

Rabbimiz Teâlâ, içindeki yaratılmışlarla beraber, üst ve alt bütün kâinattan sorumlu olandır. Tüm durumlarında; onları yöneten, geçimlerini sağlayan, onları koruyan ve her zaman ve her an tüm işlerinde, onları gözeten ve idare eden O'dur.

Bilâkis O, kullarından sorumlu olan, amellerini ve sözlerini, iyiliklerini ve günahlarını sayan, ahiret yurdunda bunlara göre onlara karşılıklarını verecek olandır. (Herkesin kazandığını gözetleyip muhâfaza eden, (hiç böyle yapamayan gibi olur mu?). Onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki: Onlara ad verin. (Onlar necidir?) Yoksa siz Allah'a yeryüzünde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz? Doğrusu inkâr edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.) [Ra'd Suresi: 33].

Gökler ve yeryüzünün dayanacakları bir direk olmadan O'nun emri, kudreti ve idaresiyle karar bulması ve sabit kalması O'nun ilahlığının eksiksiz tastamam olmasındandır. (Şüphesiz Allah; gökleri ve yeri, nizamları bozulmasın diye tutuyor. Andolsun ki onların nizamı eğer bir bozulursa, kendisinden başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz O, Halîm'dir, çok bağışlayıcıdır.) [Fâtır Suresi: 41].

İbadet edilmeye en çok layık olandır...

Hayy/Diri ve Kayyûm olan o Allah, âlemlerin Rabbi ve merhametlilerin en merhametlisidir. Kudret sahibi olanların en kudretlisidir. Hükmedenlerin en hikmetlisidir. O ki; yaratan ve işleri yönetendir. Fayda da, zarar da O'nun elindedir.

O, Fıtratla bilinendir... O ki; Akılların tasdik ettiği, bütün varlığın işaret ettiği, her hareketin ve hareketsizliğin varlığına ve Kayyûm olmasına şahitlik ettiğidir. O, kendisine dua eden zorda kalmış kimsenin duasını kabul eder. Kendisine seslenen üzüntülü kimseye yardım eder. Şerri ortadan kaldırır, sıkıntıyı giderir, zorlukları sona erdirir.

Her musibet ve felakete karşı zatından yardım istenilen, her iyilik ve cömertliğin kendisinden gelmesine alışılmış olunandır.

O ki; bütün yüzler kendisine boyun eğmiş ve bütün sesler O'nun karşısında alçalmıştır; (Bütün yüzler; diri, yaratıklarına hakim ve onları koruyup gözeten Allah’a boyun eğmiştir.) [Tâhâ Suresi: 111].

Zikredilmeye en lâyık olanı, ibadet edilmeye en lâyık olanı, övülmeye en lâyık olanı, şükretmeye en lâyık olanı, kendisinden temenni edilenlerin en çok yardım edenidir. Malik olanların en lütufkârı ve en merhametli olandır. Kendisinden istenilenlerin en cömerti, güç yetirenlerin en bağışlayıcısı, kendisine yönelinenlerin en lütüfkârı, intikam alanların en adil olanıdır.

Her şeyi bildiği halde anlayışlı, yumuşak başlıdır. Gücü yettiği halde affedicidir. İzzetinden ötürü bağışlayıcıdır. Mahrum etmesi ise hikmetinden ötürüdür.

O, Hayy/diri, Kayyûm (bütün yaratılmışların kendisine muhtaç olduğu), ortağı olmayan ve tek olup eşi olmayan Allah'tır: (Allah kendisinden başka hak ilah olmayan, Hayy ve Kayyûm olandır.) [Bakara Suresi: 255].

Varlığının kanıtlarını düşünenlere açıklamış, dikkatli bir şekilde bakanlara şahitlerini göstermiş, ayetlerini âlemlere beyan etmiş, inat edenlerin mazeretlerini ortadan kaldırmış ve inkârcıların delillerini çürütmüştür. Rabliğinin ayetleri aydınlanmış ve ilahlığının alametleri parıldamıştır.

Allah Teâlâ, mahlûkatının işlerini idare edendir, onlara muhtaç değildir.Oysa onların hepsi O'na muhtaçtır. Herkesin ona ihtiyacı vardır: Kendisine yakın melekler, arşı taşıyan melekler, göklerin ve yerin sakinleri, O'na muhtaçtırlar. (Ey insanlar! Allah'a muhtaç olan sizsiniz. Allah, zengin ve övülmeye lâyık olandır.) [Fâtır Suresi :15].

İzzet O'nundur, güç O'nundur, yücelik, büyüklük, azamet, yönetme gücü, egemenlik, hüküm ve kuvvet O'nundur. O, tesbih edilir ve hürmet O'nadır. O, sıfatlarıyla ve fiilleriyle mükemmeldir. (Allah, O'ndan başka ilah yoktur; O, Hayy'dir, Kayyûm'dur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. ) [Bakara Suresi: 255].

Allah - Subhânehû ve Teâlâ- uyumaz ve uyumak ona yakışmaz. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak şöyle dediği nakledilir: «Allah -Azze ve Celle- uyumaz, zaten O'na uyku da yakışmaz. Tartıyı (rızkı) indirir ve kaldırır. Gece yapılan amel, gündüz amelinden önce, gündüzleyin yapılan amel de gece yapılan amelden önce Allah'a yükseltilir. O'nun hicabı nurdur -ateştir-. Eğer o perdeyi açacak olsa, yüzünün ihtişamı, bakışının son bulduğu yere kadar bütün mahlukatını yakardı.» [Müslim rivayet etmiştir].

Nurunun ışığıyla gökler ve yeryüzü parıldamış, yüzüyle karanlıkları aydınlatmış olan Allah'ı bütün noksanlıklardan tenzih ederim! Hayy ve Kayyûm olan Allah'ı bütün noksanlıklardan tenzih ederim!

Mutmain ol!

Allah'ın Kayyûm olduğunu bilenin kalbi yaratılmışlardan bağını koparır. Onun kalbi, kendini yaratan, rızık veren ve işlerini çekip çeviren ile rahatlar. İnsanın ruhunda paranın, makamın, zevklerin ya da şöhretin karşılayamayacağı bir ihtiyaç vardır.

O ihtiyacı Allah -Azze ve Celle-'ye olan iman, O'na güven ve O'na tevekkülden başka bir şey gideremez. Allah - Subhânehû ve Teâlâ- şöyle buyurmuştur: (Onlar, iman edenler ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.) [Ra'd Suresi: 28].

Ey Allah'ım! Ey Hayy! Ey Kayyûm! Senden günahlarımızı bağışlamanı, ayıplarımızı örtmeni, sana itaat etmemize yardım etmeni, bizi cennete koymanı ve ateşten kurtarmanı diliyoruz.