48
İmam Buhârî'nin Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'den rivayet ettiği bir hadiste o şöyle buyurmuştur: «Eyyûb -aleyhisselâm- çıplak olarak gusül abdesti alırken, üzerine altın çekirgeler düşmeye başladı. Eyyûb Nebi hemen onları elbisesine dolamaya koyuldu.
Bunun üzerine Rabbi ona nida edip 'Ey Eyyûb! Ben seni şu gördüklerinden müstağni kılmadım mı?' dedi Eyyûp -aleyhisselam- şöyle dedi: İzzetine and olsun ki, doğrudur. Ne var ki, senin bereketinden yoksun kalacak bir zenginliğim yoktur.»
Bir insana mal verilebilir, gayrimenkul verilebilir, bir aileyle rızıklandırılabilir, kendisine mevki verilebilir veya büyük bir makam elde edilebilir ya da saygın bir konum, geniş bir liderlik ya da güçlü nufuslu bir idarecilik verilebilir... Bir insanın etrafı hizmetkârlarla çevrili olabilir, askerlerle kuşatılmış olabilir, ordular tarafından korunabilir ve insanlar ona boyun eğebilir. Başlar onun için eğilebilir ve halklar ona boyun eğip teslim olabilir...
Bütün bunlarla beraber herkes Allah Teâlâ'ya muhtaçtır: (Ey insanlar! Allah'a muhtaç olan sizsiniz. Zengin ve övülmeye lâyık olan ancak O'dur.) [Fâtır Sûresi: 15].
Rabbimiz -Azze ve Celle- zengindir; kesinlikle O'ndan daha zengin yoktur. Herkes ihtiyaç sahibi olup, O'na muhtaçtır.
Rabbimiz zatıyla, sıfatlarıyla ve hükümranlığıyla zengindir, zenginliğinde tam ve kâmildir, dolayısıyla O'nun kimseye ihtiyacı yoktur.
Rabbimizin, zenginliğinin kemalinin göstergelerinden bazıları şunlardır: İtaat edenlerin itaatleri O'na fayda sağlayamaz, günah işleyenlerin günahları da ona zarar veremez. Eğer bütün âlem O'nu inkâr etse bile bu böyledir! Allah -Azze ve Celle- şöyle buyurmuştur: (Kim inkâr ederse (bu hakkı tanınmazsa), şüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağnidir. (Kimseye muhtaç değildir, her şey O’na muhtaçtır.) [Âl-i İmrân Suresi: 97]
Ve yine zenginliğinin kemalinden bazıları şunlardır: Kullarına iyilik etmesi, onlar için hayır istemesi ve onlardan zararı kaldırması. Bu yaptığı da hiçbir şey için değildir, ancak onlara bir rahmet ve lütuf olarak ihsanda bulunmaktadır. (Rabbin her bakımdan sınırsız zengindir, rahmet sahibidir.) [Enâm Suresi: 133]
Ve yine zenginliğinin kemalinden bazıları şunlardır: O; noksanlardan, kusurlardan ve zenginliğine aykırı olan her şeyden münezzehtir. Bu yüzden ne bir eş edindi, ne bir oğul edindi, ne de mülkünde bir ortak edindi, acizlik sebebiyle bir dosta da ihtiyaç duymadı ve O'nun bir benzeri de yoktur. Rabbimiz -Azze ve Celle- şöyle buyurmuştur: (Çocuk edinmeyen, hakimiyette ortağı bulunmayan, acizlikten ötürü bir dosta da ihtiyacı olmayan Allah'a hamdederim» de ve tekbir getirerek O'nun şanını yücelt (onu tekbir et) [İsrâ Suresi: 111]
Zenginliğinin ve cömertliğinin kemalinden bazıları şunlardır: Kullarına, kendisine dua etmelerini emretmesi ve dualarını kabul edeceğini onlara vadetmesi: ﴾Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim.﴿ [Mü'min/Ğafir Sûresi: 60] Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak gelen bir rivayette şöyle buyurmuştur: «Allah -Azze ve Celle- katında, duadan daha üstün (kıymetli) bir şey yoktur.» [Hasen hadis. Tirmizî rivayet etmiştir]
Tüm âlem; cinleri ve insanları, zenginleri ve fakirleri, büyükleri ve küçükleri, hükümdarları ve zavallıları, güçlüleri ve zayıfları Allah'a ihtiyaç duyarlar, her vakitte O'na muhtaçtırlar.
Allah'ın cömertliğinden Allah -Subhânehû ve Teâlâ- (el-Ganiyy) ismini (rahmet) sıfatıyla ilişkilendirip şu ayetinde beraber zikretmiştir: (Rabbin her bakımdan sınırsız zengindir, rahmet sahibidir.) [Enâm Suresi: 133] Bu şekilde kullarına haber veriyor. Şüphesiz ki O; kullarının ibadetlerinden müstağnidir. Bununla beraber Allah, her şeyde ibadet ve sorumluluklarında bile onlara merhamet etmiştir. Hatta merhametli oluşuyla az olan ibadeti kabul edip onu artırmıştır.
Allah'ın cömertliğinden Allah -Subhânehû ve Teâlâ- (el-Ganiyy) ismini (el-Hamîd) ismiyle şu ayetinde ilişkilendirip beraber zikretmiştir: (Mûsâ, şöyle dedi: “Siz ve yeryüzünde bulunanların hepsi nankörlük etseniz de gerçek şu ki, Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övgüye layık olandır.) [İbrahim Suresi: 8] Yani; bahşettiği büyük nimetleri sebebiyle aşırı bir şekilde övgüyü hak eder.
Bütün insanlar; her küçük şeyde, her büyük şeyde, her saat ve her saniyede O'na ihtiyaç duyarlar.
Bu şekilde ibadet eden insan yaratılmışların kulluk bakımından en kâmil olanıdır. Rabbine muhtaç olduğunu, O'na olan ihtiyacını ve O'ndan göz açıp kapayıncaya kadar bağımsız olamayacağını ortaya koyarak dua ediyor. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in dualarından biri şöyleydi: «Benim her durumumu ıslah eyle. Göz açıp yumuncaya kadar da olsa beni kendime (nefsime) bırakma!» [Sahih Hadis. Nesâî rivayet etmiştir].
Senin her saat Ganiyy olan Allah'a ihtiyacın var, O'na ihtiyacını ne kadar gösterirsen mükâfatı o kadar olur.
Hatırla! Allah Teâlâ zengindir ve O'nun zenginliği kendine ait bir zenginliktir. Hatta göklerin ve yerin ehli O'ndan bir şeyler isteseler ve her birine istediklerini verse O'nun mülkünden hiçbir şey eksilmez. «Sahîh'i Müslim'de» gelen hadiste: «Ey kullarım! Eğer sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz; insanlarınız ve cinleriniz bir düzlükte toplanıp bana talepte bulunsaydınız, ben de her insana istediğini verseydim, bu, benim nezdimde olandan, iğnenin denize batırıldığı zaman meydana gelen eksilme kadar bir noksanlık ancak meydana getirirdi.»
Zenginliğe nasıl ulaşırım?
Cevabı: Kudsi hadiste geldiği gibidir: «Ey âdemoğlu! Bana ibadet için (kalbini her şeyden) boşalt ki kalbini zenginlikle doldurayım, fakirlik (insanlara olan) ihtiyaç kapını kapatayım.
Ey âdemoğlu! Böyle yapmazsan kalbini dünya meşguliyetleriyle doldururum, fakirlik (ihtiyaç) kapını da kapatmam.» [Sahîh Hadis. Hâkim «el-Müstedrek» isimli eserinde rivayet etmiştir].
Kalp Allah -Azze ve Celle- ile zengin olup ve O'na razı olup yetinip ve Allah'ın kendisine verdiğine sevindiği zaman; yaratan Allah'ın vermesiyle mahlukatının en zengini, rızkı vereni ile mahlukatın en değerlisi olur ve efendisine karşı en güçlü zayıf olur. Bu zenginlik parasız bir zenginlik, güç otoritesiz bir güç ve bu izzet desteğini aşiretten olmayan bir izzettir. O ne büyük bir zenginliktir, O'nun değeri ne kadar da büyüktür!
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak gelen bir hadiste o şöyle buyurmuştur: «Müslüman olup da, kendisine yeteri kadar rızık verilen ve Allah’ın kendisine verdiği nimete kanaat eden kimse şüphesiz kurtuluşa ermiştir.» [Müslim rivayet etmiştir].
Zenginlik; kalbinde olmadıkça insan, dünyaya sahip olsa bile doymaz. «İbn Hıbbân'ın Sahîh'inde» geldiği gibi Nebi -aleyhissalatu vesselam- şöyle buyurmuştur: «Zenginlik servetin çokluğu değil, asıl zenginlik kalb (gönül) zenginliğidir. Fakirlik de kalbin fakirliğidir» [Sahih Hadis].
Zenginlik kimin kalbinde ise; dünyada karşılaştıklarından zarar görmez. Ve kimin gönlünde fakirlik varsa; bu fakirlik o kimseye dünyada bulunduğu durumdan daha fazla zenginlik veremez. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak gelen bir rivayette o şöyle buyurmuştur: «Allah’ın sana taksim ettiğine razı ol, insanların en zengini olursun.» [Hasen hadis. Tirmizî rivayet etmiştir]
Başka bir hadiste: «Kim iffetli olmak isterse, Allah onu iffetli kılar. Kim de elindeki ile yetinirse, Allah onu zengin kılar.» [Buhârî ve Müslim rivayet etmiştir].
İnsan fakir olmaktan kaygı duyar
Fakirlik; nefsi azdıran zenginlikten daha hayırlıdır
Nefis zenginliği yeterlidir
Eğer nefis kabul etmezse yeryüzünde bulunan ne varsa nefse yetmez
İslam dininde zengin kimse; gönül zengini olup insanlardan müstağni olan ve Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'ya ihtiyaç duyan kimsedir. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Müminin şerefi gece namazı kılmasında, izzet ve onuru ise insanlardan müstağnî kalmasındadır.» [Hasen Hadis. Hâkim rivayet etmiştir]
Bir bedeviye: Bir somun ekmek bir dinar oldu diye söylenildiği zaman!
Şöyle cevap veriyor: Allah'a yemin olsun ki! Bu beni ilgilendirmiyor. Bir buğday tanesi bir dinar olsa bile! Ben Allah'ın kuluyum, bana emrettiği gibi Allah'a ibadet ediyorum ve O da bana söz vadettiği gibi beni rızıklandırıyor!
En-Nesefî - Allah ona rahmet etsin - şöyle dedi: “El-Vasîtî dedi ki: Kendini Allah ile zenginleştiren/Allah'a muhtaç olan fakir olmaz ve Allah'tan güç isteyen O'na dayanarak güçlenen aşağılanmaz. El-Hüseyin demiştir ki; bir kul Allah'a ihtiyacı kadar, Allah'tan kendisine zenginlik verilir.
Bir bilge insan şöyle demiştir: ''Bir adam benden uzak duruyordu, Allah'ın verdiği ile o kimseden müstağni olduğumu hatırlayınca ciğerimde soğukluk buldum (yüreğime su serpildi)."
İbn Sa'dî -Allah ona rahmet eylesin- şöyle demiştir: “Zenginlik; gönül zenginliğidir, öyle mal sahibi olup zengin olan kimseler var ki gönlü fakir ve hâlâ malın özlemini çekip yakınmaktadır!”
Kendimden, kabiliyetimden, zenginliğimden ve gücümden uzak durup onları hiç sayıyorum
Şüphesiz ki ben efendime, mevlama aşırı ihtiyaç duymaktayım
Kişinin Rahmân'a bağlı olan zenginliği zenginlikten daha büyük bir servettir
Bununla büyüklük ve saygınlık elbisesi giyilir
Ey Allah'ım! Senden istemeden bize verdin. Peki ya senden isteseydik nasıl olurdu?!
Ey Allah'ım! Sana ihtiyaç duyuyoruz, bizi zengin kıl ve senden müstağni olarak bizi yoksullaştırma. Muhakkak ki sen zenginsin, senden başka hak ilah yoktur.
Ey Allah’ım! Bizi haramlarından uzaklaştır, helal olana kanaat ettir. Lütfunla bizi kimseye muhtaç etme.