Applicable Translations English پښتو فارسی Français Indonesia Русский 中文 عربي

9

El-Hayy -Celle Celâluhû-

Hüzün bulutları saldırdığında ve endişe zincirleri güçlerini birleştirdiğinde; çıkış yolu bulamaz ve için daralır. Sanki ruhun gırtlağından çıkacak gibi olur. Zor koşullar neredeyse seni boğar ve zar zor nefes alırsın. Dünya daralır. İnsanlar etrafından dağılır ve yalnız kalırsın. Ne bir dostun var, ne de işini kolaylaştıran biri. Bu yüzden ölümden emin olursun.

Bu durumda; Allah Teâlâ, senin için kurtuluş yolunun kapılarını ve umudun nefesini açar. Sana huzur verir ve yardım eli uzatır. Ölümü gördükten sonra sana hayat verir. O'na secdeye kapanarak ve ağlayarak, dilin şunları tekrar eder: Yâ Hayy! Yâ Kayyûm! Bütün şükürler sanadır.

Bu ancak, ölmeyen Hayy olan Allah'a güvendikten sonra olmuştur. (Ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan. O'nu hamt ile tesbih et. Kullarının günahlarını O’nun bilmesi yeter.) [Furkân Suresi: 58].

Rabbimiz - Subhânehû ve Teâlâ - kendisi için (hayat) sıfatını onaylamıştır. Bu, öncesinde yokluğun olmadığı tam bir hayattır. Bu hayata ilelebet bir son bulma veya yok oluş erişemez. Hiç bir durum ve hal karşısında bir noksanlık veya kusur, ihmal veya acizlik bulaşamaz. O'nu bir uyuklama, uyku veya ölüm tutmaz. (Ne uykusu gelir ne de uyur.) [ Bakara Suresi: 255] Yüce Rabbimiz bundan münezzehtir.

Yüce Allah'ın hayatı yaratılmışların hayatına benzemekten münezzehtir. (O'nun benzeri hiçbir şey yoktur. O hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir [Şûrâ Suresi: 11]. ilmi, işitmesi, görmesi, kudreti, iradesi ve dilediğine olan rahmetinden ve bunların dışında kalan kemalinin vasıflarından gelen sıfatlarının kemâlini gerektiren bir hayattır.

Hayy olan Rabbimiz -Subhânehû ve Teâlâ-, O'nunla hayat var olmuştur. Her hayat sahibi ancak O'nunla hayat sahibidir. O'nun dışındaki her şeyin hayatı, Allah -Tebâreke ve Teâlâ-'nın ona hayat vermesine bağlıdır. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: (Sizler ölülerdiniz de sizleri diriltti. Sonra öldürecek, sonra tekrar diriltecek ve sonunda O'na döndürüleceksiniz.) [Bakara Suresi: 28]

Rabbimiz - Subhânehû ve Teâlâ -; İlim, hidayet ve iman nuru ile ruhları ve canları diriltendir.

Rabbimiz - Subhânehû ve Teâlâ -; Cennet ehline sürekli ve ebedî bir hayat ihsan edendir. Allah - Subhânehû ve Teâlâ - şöyle buyurmuştur: (Ahiret yurduna gelince işte asıl hayat odur. Keşke bunu bilselerdi!) [Ankebût Suresi: 64].

Açık Delil:

El-Hayy (diri olan), O'ndan başka hak ilah yoktur. O'na güvenen kimseye yeter. O'nun iradesine hiçbir şey galip gelemez ve hiçbir şey O'nu aciz bırakamaz. Kötülüğü ortadan kaldırır, sıkıntıda olanın sıkıntısını giderir. Çürümüş kemikleri diriltir. Mahlukatı yoktan var ettiği gibi tekrar geri getirir. Bu O'nun için daha da kolaydır. O, hiçbir şeyi boş yere yaratmayan ve hiçbir şeyi boş bırakmayan hikmet sahibidir.

İbn Cerîr ve el-Beyhakî, İbn Abbas -radıyallahu anhuma-'dan naklettiğine göre şöyle demiştir: El-Âs b. Vâil, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gelmişti. Ayağa kalktı ve çürümüş bir kemik aldı; onu eliyle ufaladı ve ölümden sonra dirilişi inkâr ederek şöyle dedi: Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek? Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle dedi: «Evet! Allah bunu diriltecek. Sonra seni öldürecek. Sonra seni tekrar diriltecek. Sonra da seni cehennem ateşine sokacak.» Bunun üzerine Allah -Subhânehû ve Teâlâ- şu ayeti indirmiştir: (İnsan görmez mi ki, biz onu bir meniden yarattık. Bir de bakıyorsun ki, apaçık düşman kesilmiş.) [Yâsîn Suresi: 77] Surenin Sonuna Kadar... [Sahih bir hadistir. Hâkim rivayet etmiş ve sahih olduğunu söylemiştir. Zehebî de Hâkim'e muvafakat etmiştir].

İnsan ne kadar da nankördür! İnsan, yaratılışını unutmuş ve yaratıcısını inkâr etmiştir. Oysa ki onu ilk defa yaratan, onu tekrar geri getirir ve diriltir. Çünkü ikinci defa yaratmak -akıl açısından- daha kolaydır. Allah'a göre bunların hepsi kolaydır. Allah katında yoktan yaratmak ve tekrar diriltmek aynıdır. {O, yoktan yaratmaya başlayan, sonra onu tekrarlayacak olandır. Bu, O’na göre (ilk yaratmadan) daha kolaydır.} [Rûm Sûresi: 27].

İzzet O'nun, güç O'nun, yücelik O'nun, büyüklük O'nun, saltanat O'nun, egemenlik O'nun, hüküm ve kuvvet O'nundur. O tesbih edilir ve O'na hürmet edilir. O'nun şanı çok yücedir. O'nun mülkü ne kadar da görkemlidir. O'nun makamı ne kadar da yüksektir!

Varlığın Seslenişi...

Her mahlûk için onlara özel bir hayat kılan Allah'a hamt olsun! Meleklerin hayatı, insanın hayatı gibi değildir. Cinlerin hayatı da insanların hayatından farklıdır. Hayvanların hayatı da insanların, cinlerin ve meleklerin hayatlarından farklıdır.

Cansız nesneler bile Allah'ın (Hayy) isminin izleriyle dolup taşmıştır: O, bir yılandı. Cansız varlıklar kendilerine münasib olan hayat ile dolmuştur. İşte bu Mûsâ -aleyhisselam-'ın asasıdır : (Mûsâ da asasını atınca, onların uydurdukları şeyleri yutmaya başladı.) [Şuarâ Suresi: 45].

Ağaçların bile özel bir hayatı vardır. Ağaç kütüğü, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in özlemiyle inlemiştir. «Sahîh-i Buhâri»'de gelen bir hadiste: “Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bir hurma kütüğüne dayanarak hutbe okurdu. Kendisine bir minber edinince onu bıraktı ve minberde hutbe verdi. Ağaç kütüğü onun özlemiyle inlemeye başladı. Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- kütüğün yanına geldi ve eliyle onu okşadı. ” «Sünen»'de ise şöyle geçmektedir: Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- kütüğün yanına geldi. Onu kucaklayınca kütük sakinleşti. Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Eğer onu kucaklamasaydım, kıyamet gününe kadar inleyecekti.» [Sahih bir Hadistir. İbn Mâce rivayet etmiştir].

O halde bu hayatın, sağır maddede görülmesi, Allah'ın diri olduğuna, O'ndan başka hak ilah olmadığına işaret eden ayetlerinden bir ayet değil midir?

Her şeyde O'na bir işaret vardır... O'nun bir ve tek olduğuna delalet eden...

Sevenlerin Kalpleri...

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in dualarından biri şöyleydi: « Allah'ım! Beni saptırmaman için senin izzetine sığınıyorum. Zira senden başka hak ilah yoktur. Sen ölmeyecek olan dirisin. Cinler ve insanlar ise ölümlüdürler.» [Müslim rivayet etmiştir].

Hiç şüphe yok ki hidayet; kalplerin hayat bulmasıdır ve o, kendisinden başka hak ilah olmayan Hayy olan Allah'tandır. Kim, hidayeti istiyorsa, onu Hayy olan Allah'tan ümit etsin ve istesin. Çünkü Allah -Azze ve Celle- şöyle buyurmuştur: (O diridir; O'ndan başka hak ilah yoktur. Dini yalnız O'na halis kılarak, yalnız O'na ibadet edin. Hamt, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.) [Ğâfir/Mü'min Suresi: 65].

Kalp, imanla ve Allah'ın azametiyle dolarsa; burada hayat tatlı ve dünya lezzetli olur. Basiret aydınlanır, endişeler ortadan kalkar, üzüntüler gider ve varoluşla memnun olunur.

Allah'ın isimleri: Müminlerin kalplerinde sevgi ve arzu uyandırır. Çünkü onlar hem bu dünyada mutludurlar. Hem de ahirette mutludurlar. {Erkek veya kadın, Mümin olarak kim salih amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Elbette mükâfatlarını, yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.} [Nahl Suresi: 97]

Kim de inkâr ederse; ömrü daralır. Hayatı dünya ve ahirette çekilmez hale gelir. Çünkü Allah - Subhânehû ve Teâlâ- şöyle buyurmuştur:

(Kim de beni anmaktan yüz çevirirse, onun için dar bir geçim vardır. Kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz.)

[Tâhâ Suresi: 124]،

Şayet ayakları üzerinde yürüse bile, ölülerden sayılır;

(Onlar ölüdürler; diri değil. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler.)

[Nahl Suresi: 21].

Ölüp de rahata ermiş olan değildir ölen... Asıl ölen o ki ruhsuz yaşar hayattayken…

O'na karşı mahcup ol!

«İmam Ahmed'in Müsned»'inde, Enes bin Mâlik -radıyallahu anhu-'dan rivayet edilen bir hadisde şöyle demiştir: Eğer bir mesele Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in canını sıkarsa şöyle söylerdi:

«Ey Hayy ve Kayyûm olan Allah'ım! Merhametine sığınıyorum.»

[Hasen bir hadistir].

Nesâî şöyle rivayet etmiştir: Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- kızı Fâtıma'ya şöyle buyurdu:

«Sana tavsiye ettiğim şeyi işitmene engel olan nedir? Sabah ve akşam olduğu zaman şöyle söyle: Ey Hayy, ey Kayyûm! Merhametine sığınıyorum. Bütün işlerimi benim için düzelt ve beni göz açıp kapayıncaya kadar dahi kendi halime bırakma.»

[Sahih bir Hadistir].

Tirmizî ve el-Hâkim'de rivayet edilen İbni Mesûd -radıyallahu anhu-'nun bir hadisinde şöyle demiştir: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Kim; ''O'ndan başka hak ilah olmayan, Hayy/diri ve Kayyûm olan Allah'tan mağfiret diler ve O'na tevbe ederim.'' derse, o kişi savaş meydanından kaçsa da ona mağfiret olunur.» [Sahih bir hadistir]

«Sünen»'de gelen, Enes -radıyallahu anhu-'dan rivayet edilen bir hadisinde : Bir adam dua ederek şöyle dedi: Ey Allah'ım! Sana hamdolsun. El-Mennân olan (kullarına çok iyilik yapan) senden başka hak ilah yoktur. Sen, gökleri ve yeri örneksiz/harikulade yaratansın. Ey Hayy/diri ve Ey Kayyûm!

Bunun üzerine Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: (Onunla dua edildiğinde duanın kabul edildiği, bir şey istendiğinde istenilenin verildiği, en yüce ismiyle Allah'a dua etti.) [Sahih bir hadistir].

İbnu'l-Kayyim -rahimehullah- şöyle demiştir: (Hayat) sıfatı, bütün kemal sıfatlarını içerir ve onu gerektirir. (Kayyum) sıfatı da bütün fiillerin sıfatlarını kapsar. Bu sebeple, onunla dua edildiğinde icabet ettiği, onunla istenildiğinde verdiği, Allah'ın en büyük ismi ''El-Hayyu el-Kayyûm'' ismidir.

«Allah'ım! Beni saptırmaman için senin izzetine sığınıyorum. Zira senden başka hak ilah yoktur. Sen ölmeyecek olan dirisin. Cinler ve insanlar ise ölümlüdürler.»

Ey Hayy, ey Kayyum olan Allah'ım! Merhametine sığınıyorum. Benim tüm işlerimi ıslah et.